Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel YAYAN
Türkiye’nin ham çelik üretimi, 2022 ve 2023 yıllarında yaşanan keskin düşüşün ardından, 2024 yılında 6 milyon ton civarındaki ilave kapasiteden ve baz etkisinden kaynaklanan artış sebebiyle yılın ilk 9 ayında yüzde 13,8 oranında bir artışla, 27,9 milyon ton ham çelik üretimi gerçekleştirmiştir. Her ne kadar 2024 yılı üretiminde bir toparlanma görülmüş ise de rekor üretim seviyesinin yakalandığı 2021 yılındaki üretim miktarının altında kalınmış, 2021 yılında aylık ortalama 3,4 milyon ton olan üretim, 2024 yılında 3,1 milyon tona gerilemiştir. Yılın tamamında ise yaklaşık 37 milyon ton civarında ham çelik üretiminin gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Türkiye’nin çelik tüketimi, 2023 yılında uzun ürün tüketimindeki yüzde 21,5’lik artış ve imalat sanayindeki büyüme sayesinde yüzde 17,1 artış ve 38,1 milyon ton ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 2024 yılının ilk çeyreğinde de artış devam etmiş, ancak sonrasında gözlenen yüksek oranlı düşüşler sebebiyle yılın ilk 9 ayında tüketim yüzde 4,2 azalışla 27,8 milyon tona gerilemiştir. Diğer taraftan, 2024 yılının ilk 9 ayında 2023 yılının aynı dönemine kıyasla ihracat, miktar itibariyle yüzde 31,6 artışla 9,8 milyon ton, değer itibariyle yüzde 18,2 artışla, 7,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Ancak, başta Çin olmak üzere özellikle Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ithalatın artış eğilimini sürdürmesi sebebiyle, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75,9 seviyesinde kalmıştır.
2025 yılında ülkemizde ve küresel çapta devam eden olumsuzlukların bertaraf edilmesini teminen üretimde 2021 yılı rakamlarının geride bırakılması hedefleniyor. Diğer taraftan yüzde 75 civarında seyreden ihracatın ithalatı karşılama oranının yılsonuna kadar yüzde 90 seviyelerine, 2025 yılında ise ihracatta gözlenen artış ivmesinin devam etmesine ve ithalatın azalmasına bağlı olarak tekrar yüzde 100’ün üzerine çıkması öngörülüyor. Bu yönde atılacak diğer adımlarla birlikte, çelik sektörümüzün yeniden ülkemizin dış ticaret açığının kapatılmasına önemli destek verecek sektörler arasındaki konumunu güçlendirmeye devam edeceği değerlendiriliyor.
Çin’e karşı filmaşin ithalatı için aldığımız koruma tedbiri etkili oldu
Dünya genelindeki yavaşlayan ekonomik koşullar, artan korumacılık önlemleri ve daralan talep gibi çeşitli faktörler, Türk çelik sektörünün rekabet gücünü olumsuz yönde etkiliyor. Türk çelik sektörü; AB, ABD, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde ticaret politikası önlemleriyle karşı karşıya. Ancak, 2023 yılında iç piyasadaki durgunluk nedeniyle Çin, dünya piyasalarına yönelmiş ve bu durum Türk çelik sektöründe büyük tahribata yol açmıştır. 2024 yılında Çin’in ihracatının 120 milyon tona ulaşabileceği öngörülüyor. Çin’e karşı pek çok ülkenin yurtiçi piyasalarını koruma amacıyla almış olduğu önlemlere paralel olarak, Türkiye’de de filmaşin ithalatı için alınmış bulunan koruma tedbiri etkili olmuştur. Son yıllarda ABD ve AB’ye yönelik ihracatımızda yaşanan gerilemenin yol açtığı baz etkisi nedeniyle 2024 yılı ihracatımızda bir artış söz konusu.
9 aylık dönemde dünya çelik üretiminde 8’inci sıradayız
2024 yılının ilk 9 ayında dünya ham çelik üretimi yüzde 1,9 azalışla 1,4 milyar ton olmuştur. Çin, 769 milyon tonluk üretimi ile ilk sırada yer alırken, Çin’i 110 milyon ton ile Hindistan ve 63 milyon ton ile Japonya takip etmiştir. Türk çelik sektörü 9 aylık dönemde dünya çelik üretiminde 8’inci sırada bulunmasına rağmen, en fazla üretim yapan dünyanın en büyük 15 çelik üreticisi ülkeler arasında üretim artış oranı itibariyle Brezilya’dan sonra ikinci sırada yer almıştır. Türk çelik sektörü, Eylül ayında yüzde 6,5 artış ve 3,1 milyon ton ham çelik üretimi ile aylık bazda bir kez daha Almanya’yı geride bırakarak 7’nci sıraya yükselmiştir. Ancak söz konusu yükselişe rağmen Ocak-Eylül döneminde, Almanya’nın gerisinde kalarak 8’inci sırada yer almaya devam etmiştir.
Demir-çelik sektörüne yönelik aktif finansman mekanizmaları oluşturulmalı
2008 yılından sonra dünyada korumacılık dönemi başlamış, bu durum ihracat pazarlarımızın kısıtlanmasına yol açmıştır. Özellikle ABD tarafından ulusal güvenliğin tehdidi sebebiyle uygulamaya aktarılan yüzde 25 oranındaki vergi sonrası, ABD’ye yönelik ihracatımız durma noktasına gelmiş, akabinde AB tarafından, trafik sapmaları sonucu bölgeye yönelecek ithalatın önünün kesilmesi için, ülke ve ürün bazlı korunma önlemi uygulaması başlatılmış, böylece en büyük ihraç pazarımız olan AB’ye ihracatımızda ciddi kayıplar yaşanmıştır.
Çelik sektörümüzün mevcut pazarlarda yeniden güçlü bir şekilde yer alabilmesi ve rekabet gücünün korunabilmesini teminen ülkemizde de ticaret politikası önlemlerinin aktif kullanılmasına ihtiyaç vardır. Diğer taraftan, yeşil dönüşüm çalışmalarının giderek önem kazandığı bir dönemde Avrupa ve ABD gibi büyük çaplı devlet desteği avantajına sahip pazarlarla rekabet edebilmek, ülkemizde de yeşil dönüşüm yatırımlarını güçlendirmek için Çevre Katkı Payı, İDİS gibi kesintilerin sona erdirilmesi ve sektöre yönelik aktif finansman mekanizmalarının oluşturulması kritik önem taşıyor.
Kaynak: Dünya Gazetesi