Dünya Bankası Grubu’nun özel sektör kolu olan IFC’nin Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin bilgi veren IFC Bölgesel Başkan Yardımcısı Hela Cheikhrouhou, eylül ayında New York ve Washington’da yıllık geçen toplantılara dikkat çekti.

Cheikhrouhou, “Geçtiğimiz hafta Dünya Bankası Grubu ve IMF’nin yıllık toplantıları sırasında, 2023’ün ortalarından itibaren başlayan makro mali istikrara yönelik olumlu adımlar ve bunun Türkiye’nin kredi riski algısının sıkılaşması, Türkiye’nin kredi notlarındaki iyileşmeler ve yabancı özel sektörün yatırım yapma ve yeni istihdam yaratma fırsatlarını anlama için iştahının artması açısından yarattığı etki konusunda yine görüş birliği vardı.” dedi.

6 yılda 35 milyar dolarlık finansman

Dünya Bankası Grubu’nun 2024-2028 yılları arasında Türkiye’ye sağlamayı öngördüğü 35 milyar dolarlık finansmana değinen Cheikhrouhou, bu finansman taahhüdünün 17 milyar dolarının portföy faaliyetlerini ve 18 milyar dolarının yeni faaliyetleri kapsadığını aktardı.

Türkiye, IFC’nin faaliyet gösterdiği en büyük 3’üncü ülke

Cheikhrouhou, “Yeni faaliyetlerin yarısı IFC ile gerçekleştirilecek. 1 Temmuz 2023 ile 30 Haziran 2024 arasındaki mali yılda IFC’nin Türkiye’deki faaliyetlerinde bir rekora imza attığını söylemekten memnuniyet duyuyorum. Türkiye için 3,6 milyar dolarlık finansman onayladık ve devreye soktuk; bu da Türkiye’nin Hindistan ve Brezilya’dan sonra IFC’nin özel sektörle birlikte faaliyet gösterdiği en büyük üçüncü ülke konumunu teyit ediyor” diye konuştu.

Son dönemde, cari açıkları dengelemek için sadece ticaretin kolaylaştırılmasına 4 milyar dolardan fazla yatırım yaptıklarını belirten Cheikhrouhou, finansal sektörü ve finansal erişimin derinleştirilmesini sürekli olarak desteklediklerini kaydetti.

‘Depremden etkilenen illerde KOBİ’lere 530 milyon dolar’

Türkiye’de 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlere dikkat çeken Cheikhrouhou, “Deprem sonrası, Türkiye’deki beş farklı banka aracılığıyla depremden etkilenen illerdeki KOBİ’lere 530 milyon dolar sağladık.” dedi.

Cheikhrouhou, imalat, tarım ve hizmet sektörlerinde, özellikle de ihracata yönelik olanlarda çok aktif olduklarına işaret ederek, Sanko Holding’e 150 milyon dolarlık yeşil kredi sağladıklarını, Ülker’in sürdürülebilirlik tahviline yarım milyardan fazla yatırım almasına katkıda bulunduklarını, Otosan ve Karsan aracılığıyla elektrikli araç yatırımlarını desteklediklerini, Antalya Havalimanı’na bu yıl toplamda 450 milyon dolar finansman sağlanmasına destek olduklarını ve yıllar içinde startuplara da oldukça fazla yatırım yaptıklarını anlattı.

Genel olarak önceliklerinin Türkiye’nin Orta Vadeli Plan’da ortaya koyduğu vizyonu mümkün kılmak olduğunu aktaran Cheikhrouhou, şunları kaydetti:

“Dolayısıyla, istihdamın korunmasını ve istihdam yaratılmasını sağlamak üzere üstlenebileceğimiz tüm faaliyetlere bakacağız. Finans sektörünün derinleştirilmesi ve genişletilmesi konusunda aktif olmaya devam ettiğimizi göreceksiniz. Türkiye’deki ilk yeşil tahvili, ilk mavi tahvili ve yüksek teknoloji hamlesini desteklemek de dahil olmak üzere imalat, tarım ve hizmet sektörlerinde sürdürülebilirlik veya toplumsal cinsiyet kredilerini gerçekleştirdik.”

Cheikhrouhou, elverişli koşullar devam ettiği sürece yıldan yıla daha fazlasını yapma arzusunda olduklarını ifade etti.

‘Türk özel sektörünün dayanıklılığına hayranlık duyuyoruz’

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Cheikhrouhou, “Ben ve kurumum, Türk özel sektörünün dayanıklılığına büyük hayranlık duyuyoruz. Özel sektör, Türk ekonomisinin gerçekten de önemli bir lokomotifi. Türk özel sektörü ve hükümeti ülke insanlarına müreffeh ve sürekli olarak istihdam fırsatları yaratan bir ekonomi sağlama arzusunda. Son birkaç yıldır uluslararası yatırımcıların OECD ülkelerine yöneldiğini görüyoruz. Bunun önemli bir kısmını Türkiye’ye çekmek istiyoruz.” diye konuştu.

‘Türk ekonomisi çok iyi çeşitlenmiş durumda’

Elverişli politikalar ve kurumsal yapı özel sektörün, yerel, uluslararası ve bölgesel sektöre ihtiyaç duyduğu istikrarı, kesinliği ve olumlu olanakları sağladıkça ekonominin görünümünün de giderek daha olumlu olacağını aktaran Cheikhrouhou, şöyle devam etti:

“Herkes yatırımlarının sonuçları için daha fazla istikrara sahip olabileceği fırsatlar arıyor. Türkiye, özellikle daha ortodoks bir makro iktisat politikası benimsediği için bu tür bir fırsat sunabilir. Türk ekonomisinin çok iyi çeşitlenmiş durumda ve bunun günümüzde çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Dolayısıyla, farklı sektörlerde varlık göstermek istiyoruz çünkü esas olan tek bir sektöre çok fazla bağımlı olmamak. Aynı zamanda getirdiği katma değeri arttırarak işlerin kalitesini ve sayısını yükseltebilirsiniz. Bu güzel ülke ve harika insanlarıyla etkileşimde bulunmaya devam etmekten dolayı büyük memnuniyet duyuyorum.”

Kaynak: Dünya Gazetesi