Ekrem Cunedioğlu, Ali Çufadar, Fatih Özatay ve Burcu Aydın’ın hazırladığı notta, Türkiye’nin para politikası ve ekonomik durumu hakkında önemli analiz ve değerlendirmeler yer aldı.
Uyum sağlanmadan yapılacak faiz indiriminin enflasyonla mücadeleyi olumsuz etkileyebileceğine işaret eden Ekim 2024 Para Politikası Değerlendirme Notu’ndan öne çıkan başlıklar şöyle:
G20 kıyaslamasında Türkiye’nin enflasyonu üst sırada
Değerlendirme Notu’na göre, Türkiye’nin Eylül 2024’teki aylık tüketici enflasyonu G20 ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça yüksek seviyede. Risk priminin 270 baz puanı civarında seyretmesine rağmen daha düşük seviyelere inmesi gerektiği ifade edildi.
Enflasyonda azalış bekleniyor, ancak riskler bulunuyor
Notta, mevcut ekonomik program sürdürüldüğü takdirde enflasyonun azalma eğiliminde olacağı belirtildi. Bununla birlikte, kredi piyasasındaki kısıtlamalar ve yüksek faizlerin enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığına dikkat çekildi.
Bütçe açığı yüksek seyrediyor
Notta, alınan tedbirlere rağmen bütçe açığının 2024 yılında yüksek seviyede kalmaya devam ettiği vurgulandı. 2025 Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine ulaşılması için ilave önlemlerin gerekli olduğu kaydedildi.
Kamu fiyat artışları maliyet yükselişine yol açıyor
Kamunun belirlediği mal ve hizmet fiyatlarında yapılan yüksek artışların, üretim maliyetlerini artırarak enflasyon baskısına neden olduğu belirtildi. Notta, bu artışların Temmuz ve Ağustos aylarında olduğu gibi yüksek aylık enflasyon oranlarına yol açtığı vurgulandı.
Rasyonel ekonomiye dönüş programının güçlendirilmesine ihtiyaç var
Değerlendirme Notu’na göre, ekonomide başlatılan rasyonelleşme sürecinin kapsamlı bir programa dönüştürülmesi gerektiği ifade edildi. Programın toplumsal kesimlerin desteğini almadıkça sürdürülebilirliğinin zor olacağı belirtildi.
Para ve maliye politikalarının sınırları çizildi
Notta, yalnızca para ve maliye politikalarına dayalı bir programın ekonomik faaliyette yavaşlamaya yol açtığı vurgulandı. Ekonomik daralma risklerinin, programın sürdürülebilirliği açısından yeni şüpheler yarattığına dikkat çekildi.
Faiz kararlarında şeffaflık vurgusu
Politika faizine dair açıklamaların yalnızca Merkez Bankası tarafından yapılmasının önemi notta belirtildi. Diğer kurumlardan gelen farklı açıklamaların, para politikası üzerindeki etkileri zayıflattığı ve risk primini olumsuz etkilediği ifade edildi.
Enflasyon hedeflerindeki tutarsızlık güveni sarsıyor
Notta, Merkez Bankası ve OVP’deki enflasyon tahminleri arasındaki farkların güveni zedelediği belirtildi. Örneğin, Merkez Bankasının Ağustos Enflasyon Raporu’nda açıkladığı tahminlerin, OVP’de bir ay sonra farklı değerlerle güncellenmesi beklentileri olumsuz etkiledi.
Kapsamlı yapısal reformlar şart
Notta, para ve maliye politikalarının yanı sıra yapısal reformların kaçınılmaz olduğu belirtildi. Yeşil dönüşüm, eğitim kalitesinin artırılması ve hukuk sisteminin güçlendirilmesi gibi reformların, ekonomik dengenin sağlanmasında kritik rol oynayacağı ifade edildi.
Vergi reformu ve koşullu gelir garantilerinin gözden geçirilmesinin önemine dikkat çekilen notta TCMB, TÜİK ve BDDK gibi kurumların bağımsızlığının sağlanmasının, güven ortamını yeniden tesis etmek açısından kritik olduğu vurgulandı. Ayrıca, yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyonla mücadeleyi destekleyecek şekilde düzenlenmesinin gerekliliği belirtildi.
Değerlendirme Notu’nda, mevcut koşullar altında politika faizinde bir değişiklik yapılmasına gerek duyulmadığı ifade edildi. Türk lirası cinsinden finansmana erişimi zorlaştıran düzenlemelerin yakından izlenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Döviz rezervlerinin artırılması sürecinde ise temkinli olunmasının önemi vurgulandı. Notta, mevcut ekonomik programın kapsamlı yapısal reformlarla desteklenerek tam anlamıyla rasyonel bir yapıya kavuşturulmasının gerektiği belirtildi.”
Kaynak: Dünya Gazetesi