Hayriye MENGÜÇ
Kadınların çalışma yaşamına katılımı amacıyla yürüttükleri çabalar, doğal rekabetin yanı sıra toplumsal cinsiyete dayalı rekabet nedeniyle de etkileniyor. Tıpkı iş dünyasındaki ‘cam tavan’ gibi akademik kariyerlerinde de bilim kadınlarının önüne ‘sızdıran boru’ metaforu konuyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Farkı 2023 Raporu’nda Türkiye, 146 ülke arasında 129’uncu sırada.
Eşitsizliğin giderilmesine yönelik ilerleme mevcut hızda devam ederse farkın ancak 131 yıl içinde kapanacağı öngörülüyor. Bu durum akademik dünyada da farklı değil. Yüksek Öğrenim Kurumu’nun 2023 -2024 eğitim öğretim dönemi verilerine göre, kadın ve erkek oranına bakıldığında; Türkiye’deki üniversitelerde doktor öğretim üyelerinin yüzde 47’ü kadınlardan oluşurken, doçent ve profesörlük ünvanlarında kadın oranının yüzde 34’e düştüğü görülüyor.
“Dünyanın bilime, bilimin kadınlara ihtiyacı var” yaklaşımıyla UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürütülen ‘Bilim Kadınları İçin’ Programı projesi, bilimde cinsiyet eşitliğinin desteklenmesini, bilim kadınlarının başarılarının görünür kılınmasını ve yeni nesillere ilham kaynağı olmayı hedefliyor. L’Oréal Türkiye, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden olan 22 yıldır devam eden ‘Bilim Kadınları İçin’ Programı ile şimdiye kadar ‘Bilim Kadınları İçin’ programından ödül alan toplam 124 bilim kadınından 98’i, bugün profesör ve doçent olarak kariyerlerini sürdürüyor.
Bilim kadınlarının ses getiren projeleri
Bu yıl da ‘Bilim Kadınları İçin’ Programı ile 40 yaş altı genç dört bilim kadını, dün düzenlenen bir törenle projeleri nedeniyle ödüle layık bulundu. Buna göre; Koç Üniversitesi’nden Dr. Ece Öztürk, meme kanserinin akciğer ve beyindeki metastazlarının üç boyutlu modellemesi ile yeni tedavi yöntemlerinin bulunmasını hedeflerken, Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Gülşah Merve Kılınç antik DNA’ları inceleyerek ağız mikrobiyatasının evrimi ile günümüz hastalıkları arasında bağ kurmayı amaçladığı belirtildi.
Gebze Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Bilgin Şimşek bor temelli güneş ışığı ile çalışan bir sistemle atık suların arıtılmasına destek vermenin yanı sıra yeşil hidrojen elde etmek üzerine çalışırken, Abdullah Gül Üniversitesi’nden Dr. Zeliha Soran Erdem bitkileri kullanarak LED’lerin organik malzemeler ile üretimine odaklandığı kaydedildi. Program kapsamında ödül kazanan her bir bilim kadınına 200 bin TL destek sağlandı.
Türkiye, en çok destek veren beş ülke arasında
L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, globalde destekleri 4 bin 400 bilim kadını arasından 132’sinin ‘bilimde mükemmellik ödülü’ kazandığını, bunlardan 7’sinin ise Noel ödülü olduğunu söyledi. Türkiye’nin programı en çok destek veren beş ülke arasında bulunduğuna işaret eden Gökçen, 22 yıldır Türkiye’de 124 bilim kadınına destek verdiklerini, bunlardan birinin ‘bilimde mükemmellik ödülü’ kazandığını, beşinin ise ‘uluslararası yükselen yetenek’ seçildiğine dikkat çekti.
Doğuda bilim seferberliği
Bu yıl proje kapsamını genişleterek Young Guru Academy’nin yürüttüğü Bilim Seferberliği’ne destek verdiklerini açıklayan L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Gökçen, bugüne kadar ‘Bilim Kadınları İçin’ Programı’nda ödül alan bilim kadını olmaması nedeniyle harekete geçtiklerini kaydetti. Gökçen, Doğu Anadolu’daki dezavantajlı bölgelerde eğitimini sürdüren bine yakın çocuğu bilim seti ile buluşturacaklarını ve bu yolla bilim tutkusunu genç öğrencilere aşılayacaklarını söyledi. Gökçen, ayrıca yapay zeka desteğiyle bir ‘Tekno-Güzellik’ şirketi olduklarını da belirtti.
Rakamlarla Türkiye’deki ‘sızdıran boru’ hattı
Akademik dünyada ilerledikçe daha az temsil edilir olma haline metaforik olarak ‘sızdıran boru’ deniyor. Kavram özellikle bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (Science, Technology, Engineering, Math/STEM) alanlarında kadınların kariyer süreçlerinin belli evrelerinde kariyer kopuşları ya da rota değiştirmelerini anlatmak için kullanılıyor. Kademe yükseldikçe kadınların temsiliyet oranının düştüğü görülüyor. Kadınlar, aslında akademik kariyer başlangıcında erkek cinslerinin önünde yarışa başlıyorlar. Ancak kariyer basamaklarında ilerlerken sızdıran bir boru hattı gibi, çeşitli nedenler o borudan sızıp hattın dışına çıkıyorlar, istemsiz çıkmak zorunda kalıyorlar ya da hat dışına itiliyorlar. Bilim dünyasında Türkiye’nin konumu şöyle:
-Araştırma görevlilerinde yüzde 54
-Öğretim görevlilerinde yüzde 52
-Doktor öğretim üyelerinde yüzde 47
-Doçentlerde yüzde 42
– Profesörlerde yüzde 34
Kaynak: Dünya Gazetesi