Nurdoğan A. ERGÜN
Altın ithalatına getirilen kota nedeniyle hammadde tedarik etmede sıkıntılı günler geçiren mücevher sektörü, ekim ayında ihracatta yüzde 24.2’lik bir kayıp yaşadı.
Maliyetler nedeniyle iş almakta zorlanan sektörde, kuyumcular kepenk indirirken Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanı Burak Yakın, sadece atölyeler tarafında 250 bin kişinin işsizlikle karşı karşıya kalacağına dikkat çekti. “100 yıllık sektörü kaybetmek üzereyiz” diyen Yakın, geçen aya kadar sektörün istihdamını koruduğunu söyledi.
Yakın, “Ama şu anda piyasa yüzde 30 geri gelmeye başladı. Böyle giderse, ihracatçı altını dünya standartlarında temin edemediği sürece işlerimiz kapanma noktasına gelecek. İşçi çıkarmalar başladı bile” vurgusu yaptı. Burada tek sorunu kota uygulamasına bağlayan Yakın, yılın başında yaptıkları ‘kaçakçılık artacak’ uyarısını hatırlatarak, çok ciddi oranda altın kaçakçılığı yapıldığını savundu.
Mücevher getirilip hammadde yapılıyor
Öte yandan Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “Tüketim malları ithalatındaki artışın nedeni yurtdışından yarı mamul amaçlı getirilen mücevherler” açıklamasını değerlendiren Burak Yakın, “Ülkemizde altının çok pahalı olmasından dolayı, iç piyasada altın temin edemediği için yurtdışından dünya standartlarında ürün getirip hem iç piyasada kuyumculara hem de ihracata verenler var. Dünya standartlarına göre Türkiye’de altın çok yüksek fiyatlı. O nedenle de bitmiş ürün ithal ediliyor” dedi.
“İdare etmeye çalışıyoruz ama artık yarış bitti”
Altın ve mücevherat sektörü için çarşı yapıldığını belirten Yakın, “Toplamda 3 bin metrekareyi bulan bu çarşıda dükkanlar bir ay gibi bir sürede satıldı ama şimdi hepsi pişman, iadeler başladı. Yani sektör için sıkıntılı bir sürece girdik” diye konuştu. Sektörün bir şekilde idare etmeye çalıştığını ama iş olmadığı için direnemediğini ifade eden Yakın, “Özellikle ihracat tarafında müşterilerimizi kaybetmeye başladık. Artık yarışamıyoruz. Ne yazık ki yarış bitti” yorumunu yaptı. Kota kalkmadığı sürece tablonun 2025 yılında da değişmeyeceğine işaret eden Burak Yakın, şunları söyledi: “Yani 50-100 yıllık emekler boşa gidecek. Kaliteyi değil üretim gücünü kaybediyoruz.”
“İtalyanlar 80 yaşında ustayı geri çağırıyor”
Türkiye’nin mücevherdeki gücünün İtalya’ya kaydığını dile getiren Yakın, “Elimizdeki pastayı İtalyanlar’a kaptırmaya başladık. İtalyanlar, iş yetiştirmek için emekli olan evdeki 75-80 yaşındaki ustalarını geri çağırmaya başladı. İtalyanlar mal yetiştiremiyor, biz kapatma noktasına geldik. Devlet bize net olarak ‘bir tane sektör eksik olsun’ diyor. O sektör katma değeri en yüksek sektör. Bizim en düşük işçi ücretimiz 40 bin lira” dedi. Mücevheratta, kilogram başı ihracat değeri 800-bin dolar arasında.
10 ayda 6.1 milyar dolarlık ihracat yapıldı
Uluslararası ticaretin sekteye uğradığı pandemi sonrası dönemde, Türkiye ekonomisindeki zorluklara ve altın farklarına rağmen sektörün hızla toparlanması için önemli adımlar attıklarını dile getiren Yakın, “Bu süreçte birçok sektörün düşüş yaşamasına rağmen, mücevher ihracatı dikkat çekici bir artış kaydetti. Ocak ayından ağustosa kadar mücevher ihracatımız, yüzde 15 artışla 4 milyar 921 milyona ulaştı. Bu artışı, külçe altın ihracatındaki 300 milyon dolarlık azalmaya rağmen, bitmiş takı ihracatımızdaki güçlü artışla sağladık” dedi. Yakın, ekim ayına gelindiğinde ise mücevher ihracatında yüzde 24.2’lik dramatik bir düşüş yaşandığını hatırlattı.
İKO, atölyeler için kota tanımlaması istiyor
Dünyada ve Türkiye’deki son konjonktürel gelişmeler ve 1 yılı aşkın bir zamandır uygulanan altındaki kota kısıtlaması nedeniyle sektörün her biriminde sıkıntılar oluştuğunu söyleyen İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, “Ne yazık ki söz konusu sıkıntılar, zorluklar sektörde üretim ve istihdamda önemli kayıplara yol açıyor.
Durgunluk nedeniyle birçok atölyemiz, düşük kapasite ile çalışmaya ve istihdamda da azalma yoluna gidiyor” dedi. Piyasadaki yavaşlama ve durgunluğa rağmen sektörün çalışmalarını sürdürdüğünü ileten Atayık, “Altındaki kota nedeniyle firmalarımız ve atölyecilerimiz, hammadde olarak kullandığı altını kilogram başına dünya ons fiyatlarından 3-4 bin dolar daha fazla ödeyerek almak zorunda kalıyor.
İhracatçı ve geçtiğimiz aylarda Yetki Belgesi olan perakendeci kuyum işletmelerine Ziraat ve Vakıfbank kanalıyla altın ithalatı imkanı verilmesi üzerine, biz de harekete geçerek atölyecilerimize de bu imkanın ivedilikle verilmesi gerektiğini dile getirdik ve bu talebimizi Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ilettik” diye konuştu. Atayık, “‘Kapasite Raporu’ bulunan atölyeci meslektaşlarımıza da önümüzdeki süreçte, üretimlerinde kullanmak üzere altında kota hakkı verileceğine inanıyoruz” dedi.
“Kuyumcular, az vergi ödüyor, kayıt dışı çalışıyor” tartışmalarını bitirmek için altın esaslı bir muhasebe sistemi taleplerini yineleyen Atayık, “Uygulanmakta olan enflasyon muhasebesi, sektörün uluslararası hedefleri başta olmak üzere kurumsallaşması, büyümesi ve markalaşmasının önündeki en büyük engel. Altın muhasebesine geçilmesiyle hem sektörün kayıt altına alınması hızlanacak, hem de sektör oyuncularının ödediği vergi oranları kısa sürede 3-4 kat artacak” dedi.
“İki ustamızı Suudi Arabistan’a kaptırdık”
Sektörde yaşanan sıkıntı nedeniyle özellikle ustaları yurt dışına kaptırmaya başladıklarını söyleyen Burak Yakın, “İki tane ustamız Suudi Arabistan’a gitti. Artık ustalarımızı da çalmaya başladılar. Öbür tarafta emeklileri işe çağırıyorlar. Ne oluyor? Bütün know-how’umuz bitmek üzere” dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi