İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı zirve, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal, Kocaeli Sanayi Odası ile İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) yöneticilerinin katılımıyla İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
İTÜ ev sahipliğinde gerçekleştirilen Bakır Zirvesinin açılışında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, birçok sektör açısından kritik bir hammadde olan, özellikle otomotiv, enerji, beyaz eşya ve elektronik gibi katma değerli sanayilerde önemli bir bileşen olarak kullanılan bakırın sanayideki stratejik öneminin her geçen gün daha da arttığına dikkat çekti.
İSO’nun “Bakır ve Bakır Alaşımları Sanayii İmalat Sanayii” sektör raporuna göre, güneş paneli, rüzgar tribünü ve elektrikli otomobillerde 2020 yılında 2 bin 200 ton bakır kullanılmışken, bu rakamın 2025 yılında 6 bin700 tona, 2030 yılında ise yaklaşık 20 bin tona ulaşmasının beklendiğini hatırlatan Bahçıvan, “Uluslararası standartlarda mamul üretebilen, piyasa ve talep koşullarına uyum gücü yüksek firmalarımızın yer aldığı bu sektörde Türkiye, büyüyen coğrafyalara yakınlığının yanı sıra teknik bilgi ve deneyimi ile küresel değer zincirlerindeki dönüşümden pay almaya adaydır. Bununla birlikte, ülkemizde izabe tesislerinin yetersizliği, bakırın ne yazık ki işlenmeden yurtdışına gönderilmesine ve ülkemizde kalması gereken katma değerin yurt dışına transfer edilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle lojistik olarak elverişli yerlere yeni izabe tesisleri kurulmalıdır” dedi.
Bakırın yeşil ve dijital dönüşümdeki avantajlarına değinen Bahçıvan “Bakırın, yapısı gereği performans kaybı olmadan tekrar tekrar geri dönüştürülüp kullanılabilen birkaç hammaddeden biri olması ve yenilenebilir enerjideki yoğun kullanımı, yeşil dönüşüm açısından bakırı avantajlı hale getirmektedir. Bununla birlikte sektör; su kullanımı, atık üretimi ve sera gazı emisyonları gibi çevresel risklerle karşı karşıyadır. Bu durum geri dönüştürülmüş bakır kullanımının çoğalmasını daha da önemli hale getirmektedir” dedi.
Bakır enstitüsü kurulabilir
Bakır sektörünün sadece ham madde olarak değil, aynı zamanda katma değerli ürünlerin geliştirilmesiyle de ülke ekonomisine katkı ve istihdam yaratma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Bahçıvan “Yüksek saflıkta bakır üretimi, daha verimli işleme teknolojileri ve geri dönüşüm süreçlerinin geliştirilmesi, bu alandaki rekabet gücünü artıracaktır. Ayrıca, yerli teknolojilerin geliştirilmesi ve üniversite sanayi iş birliği kapsamında yürütülecek ortak araştırmalar ve açılacak ortak araştırma laboratuvarları, sektöre yetenekli insan kaynağı kazandırırken inovasyon ekosisteminin güçlenmesine katkı sağlayacak; bu iş birlikleri, sektörün Ar-Ge teşviklerinden daha etkin yararlanmasını ve projelerin hızla hayata geçirilmesine imkan tanıyacaktır. Bu noktada, bakır sektörüne yönelik teknoloji ihtiyaçlarının belirlenmesi, Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesi, gerekli insan kaynağının yetiştirilmesi ve sektörün uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesi için enstitü benzeri bir yapılanma faydalı olacaktır. Bunun da en doğru adresi İTÜ. Üniversitelerdeki akademik bakış açısının, sanayinin ticari tecrübesiyle buluşması, ülkemiz rekabet gücünün arttırılması için kritik bir öneme sahip. Bu çerçevede ülkemizin en önemli üniversitelerinden olan İTÜ ile Türkiye sanayi sektörünün yüzde 40’ını temsil eden İSO’nun bu konuda öncü bir rol üstleniyor” dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi