İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, politika faizi, konkordato, enflasyon ve asgari ücret zam konularında görüşlerini açıkladı.
CNBC-e’ye konuşan Bahçıvan, enflasyonda tahribatın büyüklüğünün tahminden daha fazla olduğunu ifade etti. “Enflasyon denen olayın topluma girmemesinin ne kadar önemli olduğunu zikretmiştik. Tedavi süreci hastalık kadar bedel ödetilmesi gereken süreç. Enflasyon ne yazık ki direniyor” diyen Bahçıvan, dün gelen verinin sabır sürecinin bir dönem daha devam edeceğini ortaya koyduğunu kaydetti.
İSO Başkanı Bahçıvan, “Tedavisi yoğun ve stresli bir süreç olacak. Enflasyonda beklenti anketini önemsiyorum. Vatandaş 65’lerde makas çok büyük. Toplum 3-4 yılın oluşturduğu olumsuz paradigmayı aşamıyor. En büyük mücadele de orada olacak. Yoracak olan da o” ifadesini kullandı.
Stok davranışı değişti, işler yavaşladı
Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enflasyonun sosyolojik boyutu olduğu gerçeğini görmemiz lazım. Enflasyonun sanayici için yaratmış olduğu tahribat fiyat oluşturamama öngörüde bulunamama oldu. Derin bir Kovid döneminden Türkiye geçmişti. Her bir tedarik ürününü bulundurmak için ciddi stok üretimi gerekiyordu. Enflasyonist süreç başlayınca fiyat verme ve oluşturma noktasında hassasiyet başladı. Enflasyon dönemindeki fiyat korumacı fiyat. Hiçbir üründe bugünün fiyatı verilmiyor. 3-4 ay sonra pratiğe dökülecek fiyat veriyorsunuz. Fiyat baskısı sizi korumacı fiyat vermeye zorluyordu. Geçmiş 4 yılın tüm stoklama ve fiyatlama alışkanlıkları değişti. Stoklarda çok ciddi azalmaya doğru gidiş var. İşlerini yavaşlamasının temelinde o var. Şu anda en başta yüksek faiz ortamı çözüm noktasındaki en büyük problem. Faizin düşmesinin de yegane şartı enflasyonun düşmesi. Yumurta-tavuk, tavuk-yumurta ikilemin içerisinde. Yüksek faiz ortamında en büyük bedeli sanayici ödüyor.”
Asgari ücret için ‘denge’ mesajı
Erdal Bahçıvan, asgari ücrete dair şunları kaydetti: “Asgari ücret çok fazla girmek istemediğim bir konu. Birçok iş kolunda asgari ücret pek kalmadı. Her kesimin kendine göre haklı tarafı var. Sürdürülebilir bir ücret buradaki en önemli konu. İstihdam kaybının yaşanmayacağı ve çalışan refahını koruyacak bir dengede buluşabilmek gerekiyor.”
Kaynak: Dünya Gazetesi