Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) dün kasım ayı faiz kararını açıklayarak politika faizini yüzde 50’de sabit tuttu. Ancak kararla yayınlanan açıklamasında aralık ayında indirim olabileceğine dair sinyal vermesi, hem piyasaları hareketlendirdi hem de faiz indiriminin 2025’e kalmayacağına dair tahminlerin güçlendirdi.

Deneyimli iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, bugün blogunda yayınlanadığ yazıda faiz indiriminin zamanına ilişkin tahminlerde bulundu.

Eğilmez, PPK’nın 21 Kasım tarihli toplantısı sonunda açıklanan karar metninde geçmiş toplantılardaki karar metinlerinden farklı bazı ifadeler yer aldığını belirterek örnek verdi: “Örneğin bir önceki toplantıda enflasyonun ana eğiliminde yükseliş gözlendiği belertilmişken bu son toplantı metninde enflasyonun ana eğiliminde düşüş olduğu vurgulanıyor. Maliye politikasının para politikasıyla eşgüdümünün artmış olmasına yapılan vurgu belki de PPK karar metninin en önemli parçası. Çünkü şimdiye kadar karar metinlerinde maliye politikasıyla ilgili bir cümle yer almamıştı. Maliye politikasının para politikasını destekleyici şekilde yönetilmediği üstü kapalı imalarla TCMB yetkililerinin yaptığı konuşmalarda ifade edilmişti.”

Üreticiler ve çalışanların şikayetleri

Eğilmez, ekonomide daralma eğilimi belirginleşirken sanayicilerin, KOBİ yöneticilerinin ve esnafın şikâyetlerinin de giderek arttığını belirterek “Reel sektör olarak adlandırılan bu kesimde yer alanların çoğu satışların düşmesi dolayısıyla kârlarının azaldığını dile getiriyor ve bu nedenle de asgari ücretin geçmiş enflasyona değil beklenen enflasyona göre artması gerektiğini öne sürüyor ve bu gerçekleşmediği takdirde eleman çıkarmak zorunda kalacaklarını ifade ediyor. Buna karşılık asgari ücretliler, emekliler ve ücretlilerin çoğu aldıkları ücretle geçinemediklerini öne sürüyor ve ücretlerinin en az geçmiş enflasyon kadar artırılmasını talep ediyor” diye yazdı.

‘Siyasetçiler büyümeden yanadır’

Eğilmez yazısında şunları kaydetti: “Türk siyasetçisinin büyüme ile enflasyon arasındaki uzun dönemli tercihi büyümeden yanadır. Kısa dönemde enflasyonu düşürmeye yönelik önlemler alınmasına rıza gösterse de orta – uzun dönemde enflasyonla uğraşmayı bırakıp büyümeyi kollamaya yönelir.

‘Enflasyon beklendiği şekilde düşmüyor’

Enflasyon, beklendiği şekilde düşmüyor. Henüz baz etkisi ötesinde bir düşüş eğilimi ortaya çıkmadı. Baz etkisi dışında bir düşüş ortaya çıkmadan faizin düşürülmesi bu aşamada pek doğru görünmüyor. Anketlere dayalı beklentiler de enflasyonun hükümetin ve TCMB’nin tahmin ettiği düzeylere gerilmeyeceğini ortaya koyuyor. Öte yandan enflasyonu bahane ederek ücretlerde ortaya çıkan satın alma gücünün tekrar yerine konulmaması da emekçi kesime kolay açıklanabilecek bir durum değil. Ne var ki böyle bir artış yukarıda değinildiği gibi reel sektörü ayağa kaldırıyor. Hükümet ise bu iki taraflı baskı arasında sıkışmış görünüyor.

‘Faizde indirim; asgariye yüzde 35 zam’

TCMB’nin, Hükümete destek olmak amacıyla Aralık ayında faizi iki puan indirmesiyle reel sektörü sakinleştirmesi, Ocak ayında Hükümetin asgari ücreti yüzde 35 oranında artırarak emekçilerin tepkisini bir nebze olsun azaltması ve böylece sermaye ile emeği asgari müşterekte buluşturması sürpriz olmaz.”

Kaynak: Dünya Gazetesi