Nurdoğan A. ERGÜN

Türkiye’de enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan ekonomik sıkılaşma politikası ve alım gü­cünün düşmesi, mücevherat­ta iç pazar satışlarına olumsuz yansıdı.

Yaz sezonunda bek­lenen gurbetçi alımları da dü­şük gelince ağustos ve eylül aylarında yüzde 20’lere varan oranda bir daralma yaşandığı­na işaret ediliyor. Tüketici­lerin yatırımlık altın dışında takı alım­larında yaşanan düşüş, yılın geri kalan ayları için de ‘umut’ vadet­miyor. Daralma­nın yılsonuna kadar yüzde 25-30’ları bulacağı tahmin ediliyor.

Mücevhe­rat sektörünün haziran sonuna kadar daralmayı hissetmedi­ğini ancak ağustos ve eylül sa­tışlarında eksilere düştüğünü söyleyen Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı ve pırlanta ta­kı sektörünün duayenlerinden Kerim Güzeliş, “Yani yüzde 20 gibi bir kaybımız var. Ama bu yüzde 20 ile yetinilmeyecek, yüzde 30’ları bulacak” değer­lendirmesini yaptı. Fiyatı art­tığı için tüketicinin daha çok emtia olarak altına yöneldiğini ifade eden Güzeliş, takı sektö­ründe umutlarının yılbaşı, sev­gililer günü ve anneler günü ol­duğunu belirterek, “Beş ay da­ha az çok işimiz olur. Sonrası belirsiz” dedi.

“Fuar beklentinin çok altında geçti”

Uluslararası mücevher endüstrisinin önemli buluşma noktalarından olan IJS Istanbul Jewelry Show’u değerlendiren Kerim Güzeliş, fuarın beklentilerin altında gerçekleştiğini söyledi. Ortadoğu’da yaşanan savaş nedeniyle beklentileri zaten aşağı çektiklerini belirten Güzeliş, “Ama umduğumuzdan daha da aşağıda bir katılım oldu. Birçok ziyaretçinin havaalanından döndüğünü öğrendik. Fuar için otel rezervasyonları tam dolu iken sonradan iptaller yaşandı. Buna rağmen sektörün buluşma noktası olduğu için önemli bir etkinlik” dedi.

“Tüketici, artık hikayesi olan takı istiyor”

Altın mücevherat ve pırlantalı takı sektöründeki eğilimleri de yorumlayan Kerim Güzeliş, “Su yolu kolyeler, renkli taşlar, baget setler, alternatif taşlar ön plana çıkıyor. Tüketici daha çok hikayesi olan takılara yöneliyor. Bizim de 10-12 tane hikayesi olan koleksiyonumuz var” dedi.

“Fiyatlar karaborsa gibi oldu”

Altın ithalatındaki kotanın sektöre yansımalarını da değerlendiren Kerim Güzeliş, şunları söyledi: “Altın ithalatında belirli kişilere izin veriliyor, biz ithal edemiyoruz. Dolayısıyla kota nedeniyle fiyatta karaborsa gibi bir yapı oluştu. Yani talep çok, arz az olunca fiyatta makas oldukça açıldı. Bu farkın ortadan kalkması gerekiyor. Pırlantadan ve altından mamul mala, gümrük vergisi gelmesinde bir sakınca yok. Yerli piyasa burada güçlendirilecek. Ama bir paradoks var. Bir yandan vergi konuyor bir yandan kota uygulanıyor. Bu sefer de altın ihracatı yapamıyoruz. Bunların regüle edilmesi gerekiyor.”

“Düzenleme yapılmadan baskınlar yapılıyor”

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın İstanbul Kapalıçarşı başta olmak üzere birçok ilde kuyumculara yönelik başlattığı ‘vergi’ denetimlerini de yorumlayan Kerim Güzeliş, kamuoyundaki ‘kuyumcular vergi kaçırıyor’ algısından rahatsız olduklarını söyledi. Güzeliş’e göre, sektöre yönelik düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Güzeliş, “10 sene önce aldığımız altının 1 gramı, örneğin 50-70 TL iken bugün 3 bin TL.

Benim 1 gram altınım yine 1 gram. Yerinde durduğunda sorun yok ama o altını sattığım andan itibaren çok büyük bir vergiye tabi oluyorum” dedi. Burada enflasyon muhasebesinden öte ‘altın değerlemesi’ yapılmasını isteyen Güzeliş, “Kendi firmam adına konuşacak olursam altın borçlanmışım ve altın gittikçe değer kazanıyor. Ve de faizler çok yüksek, faiz ödüyoruz” dedi. “Vergi kaçıran varsa kim olursa olsun cezalandırılsın” diyen Güzeliş, öncelikle sektörü regüle edecek düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtti.

Kaynak: Dünya Gazetesi