Sürdürülebilirlikte finansın ve banka­nın rolü nedir? Ban­kaların önemine binaen siz Garanti BBVA olarak stra­tejilerinizi sürdürülebilir­liğe nasıl uyarladınız? Sür­dürülebilirlik çalışmaları­na ne zaman başladınız?

Günümüzde finans sektö­rü, sürdürülebilir iş modelle­rine geçişin önemli bir parçası haline geldi. Bunun en önemli sebebi, bankaların dolaylı et­kisi olarak da tanımlanan fi­nanse ettikleri müşterilerinin çevre ve toplum üzerindeki et­kileri. Biz de sosyal eşitsizlik­ler, iklim krizi, enerji ve doğal kaynak krizi gibi konuları göz ardı ederek iş yapış şeklimi­zi sürdürmeyeceğimizi, sek­törümüzün bu dönüşümde­ki önemini uzun zaman önce fark ettik ve sürdürülebilirliği ana iş stratejimize entegre et­tik. Sürdürülebilirlikte odak­landığımız iki ana başlığımı­zı iklim kriziyle mücadele ve kapsayıcı büyüme oluşturu­yor. 18 yılı aşkın süredir çevre, enerji verimliliği, sosyal eşit­sizlikler, toplumsal cinsiyet eşitliği, nitelikli eğitime eri­şim, döngüsel ekonomi ve ka­dın girişimcilerin desteklen­mesi gibi konulara odaklanı­yor, yeşil ve sosyal dönüşümü finanse ediyoruz.

Yeşil tahvil ilkelerinize ilişkin bilgi verir misiniz? İlk yeşil tahvil ihracınız ne zaman gerçekleşti? Yeşil tahvillerin ve yatırım araç­larının sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilme hu­susundaki rolü nedir?

Yeşil finansman payımızda en yüksek oran yenilenebilir enerji projelerine ait. 2014’ten beri yeni elektrik üretimi yatı­rımlarına, sadece yenilenebi­lir projeler olduğunda finans­man sağlıyoruz. Ülkemizdeki rüzgâr ve güneş enerjisi pro­jelerinin %20’sinden fazlası­nın finansmanında rol aldık. Ayrıca tüm yeşil projelerin fi­nansmanına yönelik katkı­mız açısından yeşil tahviller de önemli bir yatırım aracı. Bu tahvilleri yenilenebilir ener­ji, enerji verimliliği, su yöne­timi, döngüsel ekonomi gibi alanlardaki projelere finans­man sağlamak için kullanarak çevresel sürdürülebilirliğe katkı sunmayı hedefliyoruz. 2019’da gerçekleştirdiğimiz, Yeşil Tahvil Prensipleri ile uyumlu ilk yeşil tahvil ihracı­mız sürdürülebilirlik alanın­daki taahhütlerimizi somut­laştıran ve piyasalara güçlü mesaj veren bir adım oldu. Bu ihraç, pozitif çevresel etki ya­ratan projelere yönelmek iste­yen yatırımcıların ilgisini çek­ti, Türkiye’nin sürdürülebilir finans alanındaki mevcut po­tansiyelini desteklemek için bu araçları aktif olarak kulla­nıyor ve genişletiyoruz. Yeşil tahvil ihracı yapmak isteyen müşterilerimize de destek su­narak sürdürülebilir finans ekosisteminin genişlemesi ve derinleşmesi için pozisyon alıyoruz.

Garanti BBVA olarak ik­lim değişikliği etkileri kap­samında önceliklendirdi­ğiniz konular ve yöneldiği­niz alanlar nelerdir?

İklim kriziyle mücadele­de finans sektörüne kritik rol düştüğünün bilinciyle ‘yeşil finansmanı’ bir adım öteye ta­şıyarak ‘geçişin finansmanı’nı stratejimizin önemli unsuru haline getirdik. Bu çerçeve­de sanayinin karbon salımı­nı azaltarak sıfır emisyon he­define ulaşmasını sağlayacak projeleri destekliyoruz. Ener­ji verimliliği yatırımları, yeni­lenebilir enerji kaynaklarına geçiş, sürdürülebilir üretim modelleri, yakıt dönüşümü ve döngüsel ekonomi gibi kritik dönüşüm alanlarına yönelik finansman ve danışmanlık çö­zümlerimizle sektörel dönü­şümlerin hızlanması için ça­lışıyoruz. Örneğin, Türkiye’de gerçekleşecek karbon fiyat­lama mekanizması, emisyon yoğun müşterilerimizin geçiş risklerini artıracak. Farkın­dalığı yüksek müşterilerimi­ze doğrudan emisyon azaltı­mı için finansman opsiyonları sunarken, gelişme seviyesin­deki müşterilerimize de da­nışmanlık hizmetlerimizle destek oluyoruz.

Yeşil dönüşüm için müşte­rilerimizin kendi sektörlerin­de gelişim gösteren, emisyon azaltımı odağında şekillenen alternatif yakıt kullanımı, kar­bon yakalama teknolojileri gi­bi yeni teknolojilere erişimi konusunda da destek sunu­yoruz. Ülke ekonomisinin en önemli parçalarından olan sa­nayiye verdiğimiz finansman desteğini, uluslararası sürdü­rülebilirlik standartları ve en iyi uygulamalarla uyumlu ha­le getirip müşterilerimizi bir adım öteye taşıma konusunda çözüm ortağı olmayı öncelik­lendiriyoruz.

Garanti BBVA olarak sürdürülebilir finansman hedefleriniz nelerdir? Ye­şil kredi verirken hangi kriterleri göz önünde bu­lunduruyorsunuz?

BBVA’nın sürdürülebilir kalkınmanın finansmanına 2018-2025 arasında 300 mil­yar euro katkıda bulunma he­defi doğrultusunda bizim de 400 milyar TL sürdürülebilir finansman taahhüdümüz bu­lunuyor. Bu doğrultuda, ken­dimize bu yıl koyduğumuz he­def 120 milyar TL’ydi. 8 ayda 110 milyar TL’lik yeşil ve sos­yal finansman sağlayarak he­defimizin büyük kısmını ger­çekleştirdik. Bizim için diğer önemli konu ise yeşil ve sos­yal finansmanın dengeli git­mesi. Kurumsal segmentte 8 ayda kullandırdığımız kredi­lerin %10’una yakını sürdürü­lebilir finansmandan geliyor. BBVA’nın AB Taksonomisi ile uyumlu sürdürülebilir faali­yetlerin finansmanı standar­dı bulunuyor biz de aynı stan­dardı kullanarak projeleri de­ğerlendiriyoruz.

Cleantech yatırımları­na olan ilginin artışı ve bu alandaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu alandaki finansman mo­dellerine ilişkin bilgi verir misiniz?

Yenilenebilir enerji, elekt­rikli araçlar ve benzeri kanıt­lanmış ‘bankable’ teknolo­jilerin dışında yenilikçi tek­nolojiler de net sıfır ekonomi için son derece önemli olacak. Özellikle yakın zamanda in­celediğimiz ve öngördüğümüz çimento, havacılık ve ulaştır­ma gibi sektörlerde alternatif hammaddeler ve yakıtlar; çe­likte doğrudan indirgenmiş demir ve yeşil hidrojen; daha verimli ve yüksek kapasiteli pil depolama sistemleri, akıl­lı şebeke ve yük yönetim tek­nolojileri; ortaya çıkan yenile­nebilir teknolojiler ve karbon yakalama ve depolama tekno­lojileri bundan sonra daha da önemli hale gelecektir. Örne­ğin Avrupa’da hidrojenli yeşil çelik üretimi ve karbon yaka­lama-depolama gibi projelerin finansmanı ciddi devlet teş­vikleriyle mümkün olabiliyor. Günümüzde ‘karma finans’ (blended finance) konsep­ti olmadan bu projelerin tica­ri bankalar tarafından doğru­dan desteklenmesipek müm­kün değil. Bunun için AB’deki İnovasyon Fonu gibi teşvikle­rin ülkemizde de hızlı şekilde devreye girmesi gerekiyor.

BBVA, cleantech alanın­da yeni teknolojiler geliştiren 200’e yakın şirkete temiz tek­noloji start-up fonları aracı­lığıyla 100 milyon dolar civa­rında doğrudan yatırım yaptı. Biz de müşterilerimizi denk­lemin içerisine dahil edebi­leceğimiz inovatif bir meka­nizma üzerinde çalışıyoruz. Amacımız müşterilerimizin bu fonların yatırım yaptığı ik­lim teknolojilerindeki geliş­meleri yakından takip etme­si, getiri elde etmeleri ve hızlı bir şekilde sektörlerinin kar­bonsuzlaşmasına fayda sağla­yacak teknolojilerin hızlandı­rılmasına katkı sağlamaları. Bu fonlarda yer alan teknolo­jileri geliştiren şirketlere de doğrudan erişimlerini sağla­yarak kendi süreçlerini kar­bondan arındırmak için en yenilikçi teknolojilere en hız­lı şekilde ulaşmalarını sağla­mayı amaçlıyoruz.

Kaynak: Dünya Gazetesi