Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Türk milletinin tarihin en ağır krizlerinden birini yaşadığını, siyaset kurumunun ise yaşananlara uzak olduğunu söyledi.
Normalleşme tartışmalarına işaret eden Dervişoğlu, muhalefet partilerini, “Bu girdiğiniz yol yol değildir, dert edinilen iyilik, güzellik, normalleşme, yumuşama değildir. Tek dert saraydaki zatı koltuğunda tutmaktır” şeklinde uyardıklarını belirtti. Dervişoğlu, saflarının belli olduğunu, oynanan oyunu bozduklarını, bundan sonraki oyunları da bozacaklarını ifade etti.
Bazı belediyelere yapılan görevlendirmeler
Bazı belediyelere yapılan görevlendirmelere değinen Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“AK Parti ve DEM aynı zihin dünyasına sahip oldukları gibi aynı güç ve iktidar saplantısı içindedirler. Milletmiş, iradeymiş, insan haklarıymış, demokrasiymiş, ikisinin de umurunda değildir. Onları ayıran şey, günün koşullarında arızidir. Zira onları ayıran değil, birleştiren hususlar fazladır. Onlara göre millet, şahsi menfaat için sandıklarda kullanılacak araçtır, millet marabadır. Siyasetleri ise tam da bu anlamıyla danışıklı bir dövüştür. Biri pası atar, diğeri kaleye gol atar. Biri mütemadiyen Kandil’den, İmralı’dan belediye başkan adayı atar, diğeri ise ona kayyum atar. Bu 22 yılın normalidir. Davet ettikleri normalleşme işte budur. İmralı’da aylardır görüşme trafiği yürüten, sonunda da malum ortağın çatallaşmış sesinden terörist başını Meclis kürsüsüne davet eden zihniyet ‘ya Kandil ya İmralı ya ölüm ya sıtma’ tercihini Türk milletine nasıl dayatacağını göstermiştir.”
Tuncer Bakırhan’ın açıklamaları
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın açıklamalarını aktaran Dervişoğlu, “Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanı ile çıktığı otobüsün üzerinden, senaryosu izleyeni şaşırtmayan ucuz yapımdaki yangına benzinle koşan Eş Genel Başkan, rolü gereği repliğinde şunları söylüyor; ‘Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, Sakineler ne yaptıysa onların yaptıklarını yapacağız.’ Ben o çok duymak istediği cevabı vereceğim. Çünkü bu cevabı alacağını bilerek konuşuyor. Cumhuriyet devleti Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara ne yaptıysa aynı muameleyi göreceksiniz. Herkes emin olsun, yapılması gereken şey ne ise o yapılacaktır. Gereği yerine getirecek olanlar da işte tam buradalar, karşımdalar, yanımdalar ve milyonlarcası da arkamızdadır.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de eleştiren Dervişoğlu, “Sizi oturduğunuz kumar masasından koparacak bir şey kalmamış. O kumar masasının bahsinin Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti olduğundan bihabersiniz. Yanınızda meydan okunan şeyin ne olduğundan bile habersizsiniz, ilgisizsiniz. Üzerinize giydirilen kostümle ve söylemek zorunda kaldığınız sufleyle orada arzıendam ediyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
Özel’in hukuksuzluğa itiraz etmediğini söyleyen Dervişoğlu, “Siz orada bir millete ve onun Cumhuriyetine meydan okunan bir ihanet kürsüsünü en hafif tabirle susarak onaylıyorsunuz. Buyurun, hayrını görün. Koltuğunda oturduğunuzu iddia ettiğiniz Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi hatırasıyla kendi şahsi hesabınızı görün. Emin olun ki Mustafa Kemal’in ve Cumhuriyet’in yolundan gidenler, serkeşlerin, meczupların, müptezellerin yolundan giden bir avuç zavallı hainin peşine öyle ya da böyle takılanlara gereken en güzel cevabı en ağır şekilde vereceklerdir.” değerlendirmesinde bulundu.
Dervişoğlu, yapay tartışmaların içinde olmayacaklarını, oynanan oyunu doğru teşhis edip sorumluları da teşhir etmeye devam edeceklerini belirtti.
Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“Bugün Türkiye’de sahneye koyulmak istenen senaryonun özünde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirme hayali yatmaktadır. Sayın Devlet Bahçeli de partisinin Meclis Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında bu gerçeği itiraf etmiştir. Bu Anayasa’ya göre Sayın Erdoğan bir daha Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz. O zaman iktidar penceresinden bakıldığında önümüzdeki sürecin yeni bir stratejiyle tanzimi gerekir. Türkiye’de yapılan da odur.”
Kamuoyunun gündemine taşınan yapay tartışmaların özünde, “iktidara alan açacak sosyal ve siyasi zemini oluşturma arzusu ve hedefinin yattığını” dile getiren Dervişoğlu, muhalefetin de bu tuzağa düştüğünü söyledi. Dervişoğlu, “Muhalefet partilerine çağrımdır, gerginlik üzerinden iktidarın değirmenine su taşıyacak söylem ve eylemlerden uzak durulmalıdır.” dedi. Dervişoğlu, Türkiye’nin bugün ihtiyaç duyduğu şeyin Anayasa değişikliği değil iktidar değişikliği olduğunun vurgulanması gerektiğini belirtti.
Enflasyon rakamları
Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin değerlendirmeler yapan Dervişoğlu, enflasyon ölçümlerine yönelik TÜİK, İTO ve ENAG’ın farklı rakamlar açıkladığını söyledi.
Dervişoğlu, “ENAG oluşumuna göre ekim ayı sonunda yıllık enflasyon yüzde 89.77, İstanbul Ticaret Odasına göre İstanbul enflasyonu yüzde 59.1, TÜİK e göre ise yüzde 48.58 olarak açıklandı. Devletin resmi kurumu ile bağımsız akademisyenlerden oluşan ekibin ölçtüğü oran arasında neredeyse iki kat fark vardır. Ortaya çıkan rakamların bu kadar tezat olması bile başlı başına üzerinde konuşulması gereken bir konudur.” dedi.
Dervişoğlu, 2024 yılının ilk 9 ayında icra dairelerinde bekleyen dosya sayısının 23 milyona dayandığını, konkordato başvurularının 2023 yılının toplamını ikiye katlayarak 1018’e ulaştığını, icra dairelerine her gün ortalama 21 bin yeni dosyanın geldiğini kaydetti.
Bir önceki yıla göre batık kredi oranının yüzde 50 oranında arttığını kaydeden Dervişoğlu, “Türkiye 2001 krizinden daha kötü bir tablo ile karşı karşıyadır. Daha da kötüsü çözümü milletimize sunması gereken icra makamında oturup yetkiyi elinde bulunduranlar, adeta bir film izler gibi olan biteni izlemektedir.” diye konuştu.
2025 yılı bütçesine de değinen Dervişoğlu, “iktidarın bütçe yapmayı bilmediğini, bütçenin teklif aşamasındayken bile 1 trilyon 931 milyar lira açık verdiğini” belirtti.
“Bu bütçe milletin sırtına faiz küfesi yükleyen bir garabet bütçedir.” diyen Dervişoğlu, “Toplam bütçe giderlerinin, faiz giderlerine oranı ortalama yüzde 15’in üzerindedir. 2025 yılı faiz ödemelerinin 2024 yılına göre gelecek yıl yüzde 50,3 artışla 1 trilyon 950 milyar liraya yükselmesi öngörülmektedir. Yani saatte ortalama 225,7 milyon lira fakirleşeceğiz.” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin açıklamaları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin dünkü TBMM Grup Toplantısındaki açıklamalarını da değerlendiren Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Yine çıktı Meclis kürsüsüne, sözünün arkasındaymış ve ısrarlıymış. Bebek katili Meclis kürsüsünden konuşmalıymış. Sanki adam Aşağı Ayrancı’da oturuyor. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış bir terör suçlusu, Meclis kürsüsünden nasıl konuşacak Sayın Devlet Bahçeli? Dilinin altında bir bakla vardı, çıkardı. Bütün amacının Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday ve Cumhurbaşkanı olmasını teminden ibaret olduğunu itiraf etti. Sayın Bahçeli’yi çok iyi tanırım. Kendime bir ihtisas alanı yaratmayayım, bu millet de tanıyor Sayın Bahçeli’yi. O bir şey söylediğinde öznelerle yüklemlerin yerleri karışır. Şimdi bana gerçekleri söyle, diğer baklayı da ağzından çıkar bakalım. Sen Abdullah Öcalan denilen terörist başının gerçekte TBMM’ye gelip konuşmasını mı istiyorsun yoksa onun serbest bırakılmasını mı istiyorsun? Onu bu millete açıkla da görelim. Sen yeni bir af planına kapı mı aralıyorsun? TBMM ile İmralı’nın ne farkı varmış? İmralı, Türk toprağı değil miymiş? Elbette İmralı Türk toprağı olduğu için Türk düşmanı o müptezeli orada hapishaneye tıktık. Ölene kadar da yatıracağız. Sen ne söylediğinin bilincinde misin? Buradan bir kere daha sesleniyorum, sen istersen gidip İmralı’da grup toplantısı yapabilirsin. Bu saatten sonra sana yakışır da. Ama binlerce şehidin katili bizlerin cesedini çiğnemeden bu Meclis’e giremez. Vallahi giremez, billahi giremez.”
Kaynak: Dünya Gazetesi