Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtladı.
Bütçenin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, sosyal refahı artırıcı bir yaklaşıma sahip olduğunu belirten Yılmaz, işçisi, esnafı, emeklisi, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlandığını söyledi.
Yılmaz, bütçenin Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerin yaralarını sarmaya yönelik “yeniden imar bütçesi” de olduğunu bildirerek, “Üç başlık altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Konutların inşası, kalıcı konutların ve iş yerlerinin; altyapının tamiri; ekonomik ve sosyal hayatın canlandırılması. Bu üç başlık altında ihya, imar çalışmalarımız sürüyor. Bütçe tahakkuk esaslı bir dokümandır. Tahakkuk eden harcamalar bütçede gösterilir. Ama onların nakdi gerçekleşmeleri zaman içinde gerçekleşebilir. Tahakkuk bazlı baktığınız zaman 2,6 trilyon lira tahakkuk etmiş olacak bu yıl sonu itibarıyla.” ifadelerini kullandı.
Orta Vadeli Program (OVP) ile 12. Kalkınma Planı arasında tutarsızlık bulunduğuna yönelik eleştiriye Yılmaz, planlarda önemli olanın politika çerçevesi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Plan yaptığınız zaman varsayımlarla yaparsınız. O günkü varsayımlarınızla dünyadaki, bölgedeki durumu dikkate alarak bir ekonominin dünyada, bölgede gelişimine bakarak varsayımlarla bir perspektif çizersiniz. Planlardaki rakamlardan daha önemli olan planların çizdiği politika çerçevesi, genel olarak çizdiği istikamettir.
Bunu esas almak lazım. Bunu esas aldığınız zaman OVP ile plan arasında bir politika tutarsızlığı görmüyorum. Rakamsal farklılıklar olabilir. OVP çünkü her yıl yenilenen bir doküman ve o yıl içinde gerçekleşen gelişmeleri rakamlara yansıtma imkanınız var. Dolayısıyla doğal olarak bir farklılık çıkabiliyor rakamsal olarak ama politika çerçevemiz farklı değil. Planımızın odağında da OVP’nin odağında da yeşil ve dijital dönüşüm, istikrar, ekonomiyi büyütmek var.”
“Bölgesel eşitsizlikler kesinlikle bu son 20 yılda artmadı, azaldı”
Yılmaz, orta ve uzun vadede enflasyonla mücadele ile büyüme arasında bir çelişki görmediklerini dile getirerek, enflasyonun düşürülmesinin kalıcı refah artışı ve sosyal dengeler açısından da önemli olduğunu kaydetti.
“Bölgesel eşitsizlikler kesinlikle bu son 20 yılda artmadı, azaldı” diyen Yılmaz, Doğu-Güneydoğu bölgesinde altyapıya çok büyük yatırımlar yaptıklarını, güvenlik ve huzur ortamını geliştirdiklerini söyledi.
Yılmaz, dünyanın hiçbir ülkesi ve bölgesinin komşularla ticaret yapmadan, ekonomik ilişkiler kurmadan gelişemeyeceğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla bu çerçevede de iki projenin altını çizmek isterim. Bir tanesi Kalkınma Yolu Projesi. Irak’ı boydan boya geçen hem Türkiye için uluslararası alanda yeni bir perspektif açan hem de Doğu-Güneydoğu için hakikaten çok kıymetli olan bir yol olduğunu ifade etmek isterim. Diğeri de Zengezur Koridoru.
O da Kafkaslar’la, Türk Cumhuriyetleri ile Doğu Anadolu’nun irtibatı anlamında, Türkiye’nin irtibatı anlamında çok çok kıymetli. Bütün bunlarla birlikte, bölgemizdeki siyasi istikrarla birlikte tabii ki Doğu-Güneydoğu’nun Türkiye ortalamalarının üstünde büyüyeceğine inanıyorum. Çünkü uzun zamandır kullanılmamış bir potansiyel var. Bu potansiyel huzur ve güven ortamında çok daha hızlı bir şekilde harekete geçecektir.”
Enflasyonla mücadeleye değinen Yılmaz, bu programın ve bütçenin en önemli hedeflerinden birinin enflasyonu düşürmek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Son 4 ayda 26 puandan fazla enflasyon oranında bir düşüş oldu. Bunun da önümüzdeki süreçlerde devam etmesini bekliyoruz ve gelecek yıl sonu itibarıyla yüzde 20’nin altında bir enflasyonu hedefliyoruz. 2026’da ise tek haneli bir rakamı hedefliyoruz. Hizmetlerde bir katılık var burada. Mallarda yüzde 40’lara yakın bir seviyeye geldi aslında. Temel mallarda yüzde 30’un altına düşen bir enflasyon söz konusu ama özellikle hizmet sektörlerinde bir katılık var. Bu katılık da zaman içinde kırılacak ve daha güçlü bir şekilde vatandaşımız bunu hissedecek. Temel mallarda, bazı mallarda bunu hissetmeye başladı vatandaşımız ama daha geniş anlamda da önümüzdeki aylarda bunu daha iyi hissedecek diye ifade etmek isterim.”
“2001’den bu yana en düşük seviye”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bütçe açıklarını düşürdüklerini söyleyerek, “Bu sene 4,9 olan bütçe açığımızı gelecek yıl 3,1’e düşürüyoruz. Harcamalarımız bir miktar geçen yıl öngördüğümüzün üstünde ama malum deflatörümüz de öngörülenden daha yüksek oldu. Milli gelirimiz de daha fazla arttı. Dolayısıyla oransal olarak baktığımızda biz geçen yıl kamu harcamalarının milli gelire oranı yüzde 26,9 olacak demişiz. Şu anda tahmin ettiğimiz gerçekleşme oranı 25,4. 1,5 puan civarında geçen yılda öngördüğümüzün altında bir kamu harcaması yapmışız. Gelecek yıl bu oranı 23,9’a düşürmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gelir vergisi yükünü azalttıklarını vurgulayan Yılmaz, vergilerde yapılan indirimlere ilişkin bilgi verdi.
Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranının 2002’de yüzde 71,5’ten 2024’ün ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 26,1’e gerilediğini vurgulayarak, “Bu tarihi düşük seviyelerden biri. 2001’den bu yana en düşük seviye. ‘Çok borçlandınız, memleketi borca batırdınız’ diyecek bir hal var mı yok mu siz takdir edin. Bu kapsamda ülkemiz hem AB ülkeleriyle hem de gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında genel yönetim borç stoku açısından en az borçlu ülkeler arasındadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, deprem harcamalarının azalmasıyla faiz harcamalarının hem bütçe içinde hem milli gelir içindeki payının yeniden düşme eğilimine gireceğini anlattı.
Gelir dağılımında bir bozulma olduğunu söyleyen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Dünyaya da baktığınızda gelir dağılımının bozulduğu bir süreçten geçiyoruz. Servet dağılımının ve gelir dağılımının. Pandemi sürecinde özellikle ilk defa Birleşmiş Milletler’in (BM) sürdürülebilir kalkınma hedefleri var. İlk defa BM tarihinde bu rakamlar geriye gitti. Bırakın iyileşmeyi bütün dünyada sosyal göstergelerde bir geriye gidiş yaşandı. Bunu aşmaya da kararlıyız.”
“Uluslararası rakamlarla mukayese ettiğinizde bir farklılık söz konusu değil”
Yılmaz, mutlak yoksulluğu büyük oranda Türkiye’nin aştığını vurgulayarak, “Göreli yoksullukla artık uğraşan bir ülke haline geldi ki gelişmiş ülkeler genelde böyledirler. Artık mutlak yoksulluk rakamları istatistik olarak anlamını kaybeder çünkü bir yerden sonra. Ama göreli yoksulluk tabi ki her zaman uğraşmamız, tartışmamız gereken bir konudur. Bu konuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diye konuştu.
2012-2023 arasında AB ülkelerinde gençlerin istihdama katılım oranının 1,6 puan artarken Türkiye’de bu oranın 7,4 puan arttığını kaydeden Yılmaz, “Bizde 45,6 iken AB ülkelerinde 41.8 olmuş. Genç istihdamını ve kadın istihdamını özellikle destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz.” dedi.
Eurostat’ın verilerine göre, Avrupa’da işsizlik oranının yüzde 6,1 atıl iş gücü oranının ise yüzde 12 olduğunu anlatan Yılmaz, “Eurostat verilerine göre Türkiye’de 2023’te işsizlik oranı yüzde 9,4, atıl işsizlik oranı yüzde 19,6. Böyle abartılacak bir uluslararası rakamlarla mukayese ettiğinizde bir farklılık söz konusu değil.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, milletvekillerinin okul temizliğine ilişkin soruları üzerine şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de 60 bin 487 okulumuz var. Burada 49 bin 578 kadrolu temizlikçi var. 30 bin Toplum Yararına Çalışma Programı’ndan tahsis ettik. 63 bin 777 kişi de iş gücü uyum programı dediğimiz yeni bir programla tahsis edildi. Dolayısıyla şu anda okullarımızın temizliği için 143 bin 355 personel görevlendirilmiş durumda. Geçen yıl bu sayı 110 bindi. Noktasal olarak bir okulda bir sorun çıkmış olabilir. Belki ilk başladığında biraz gecikme oldu. Şu anda bir problem olmaması gerekir.”
Yılmaz, bayram ikramiyeleri de dahil edildiğinde ortalama emekli aylığının 17 bin 827 lira olduğunu bildirdi.
Milletvekillerinin konuşmaları sırasında, “Türkiye’de 10 milyon göçmenden” söz ettiğini belirten Yılmaz, “İçişleri Bakanlığımız saydı gelecek ayda ilan edecek. Bununla yakından uzaktan alakası yok. Herhalde arkadaşlarımız sokakta gördükleri her turisti, üniversitede eğitim almak için gelmiş öğrenciyi, yatırımlar yapmış, gelmiş insanları Suriyeli, geçici koruma altındaki nüfus zannediyorlar. Başka türlü izah edemiyorum ben. Böyle bir durum söz konusu değil.” diye konuştu.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, “Ümit Özdağ, ’15 milyon’ diyor. 5 milyona da vatandaşlık verdiniz herhalde?” ifadeleriyle itiraz edince Yılmaz, “Nerede saydınız 10 milyonu? Saymış mı Ümit Özdağ? Siz ona itibar mı ediyorsunuz? Bu teknik kapasitenizle ona mı itibar ediyorsunuz? Bunlar herhalde yabancı düşmanlığını körüklemek için ortaya konan, halkımızı tahrik etmeye çalışan söylemler diye değerlendiriyorum.” diye karşılık verdi.
“GAP eylem planını açıklayacağız”
Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat bakiyesinin önceki yıl 143 milyar dolarlara kadar çıktığı bilgisini vererek, “Şu anda 40 milyar doların altına inmiş durumda. Piyasalarda bir istikrarsızlığa yol açmadan kademeli, aşamalı bir şekilde KKM’yi düşürüyoruz.” diye konuştu.
Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında yeni bir eylem planı hazırladıklarını söyleyen Yılmaz, “Yakın bir gelecekte Şanlıurfa’da yeni GAP eylem planını ilan edeceğiz. DAP için de KOP için de DOKAP için de yaptık. Bu yeni eylem planlarını her birini ilgili bölgesinde, EKK’leri de o bölgelerde toplayarak, sivil toplumu, iş dünyasını da davet ederek bunları açıklayacağız. İlk açıklayacağımız da GAP eylem planı olacak.” bilgisini verdi.
Komisyonda, görüşmelerin ardından 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin maddelerine geçilmesi oylanarak kabul edildi. Daha sonra bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerinin birinci ve ikinci maddeleri okundu.
Kaynak: Dünya Gazetesi