Birol BOZKURT

Küresel ticarette rekabet koşulları hızla değişirken, Türkiye’nin paslanmaz çelik sektörü de bu dinamiklerden etkileniyor. Posco Assan TST’nin, Çin ve Endonezya’dan gelen dampingli ürünlere karşı başlattığı anti-damping soruşturması, sektördeki gerginliği artırdı. Ek vergi talepleri, hem yerli üreticilerin hem de tedarik zincirinin geleceği açısından önemli bir belirsizlik yaratıyor.

Üreticiler, olası vergi artışlarının ihracat ve istihdam kaybına yol açabileceği endişesini taşırken, Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, bu önlemlerin yerli sanayiyi güçlendireceği görüşünde. Sektör, bu tartışmalar çerçevesinde, hem yerli üretimin korunması hem de uluslararası rekabetteki pozisyonunu sağlamlaştırma çabalarını sürdürüyor. Türkiye’nin en büyük paslanmaz çelik üreticisi Posco Assan TST’nin başvurusunun ardından açılan damping soruşturması üzerine sektördeki mamul üreticileri ek vergilerin yükseltilmesinin ihracat ve istihdam kaybı yaratacağından şikayetçi.

Posco Assan ise Çin ve Endonezya’dan gelen dampingli mallara önlem talebini sürekli yeniliyor. Posco Assan TST’nin Türk ortağı Kibar Holding’in CEO’su Haluk Kayabaşı soruşturmanın Mart 2025’e kadar tamamlanabileceğini, soruşturmanın olumlu sonuçlanması halinde yüzde 25 oranında ek vergi beklediklerini aktardı. Bu durumun belirtilenin aksine yarı mamul üreticileri için istihdam ve ihracat kaybına yol açmayacağını savunan Kayabaşı, “Bu vergilerin konması ülkede yerli sanayiyi geliştiriyor” dedi.

Çin ve Endonezya üreticileri mercek altında

Ticaret Bakanlığı’nın Haziran ayında başlattığı anti-sönümleme soruşturması kapsamında Çin ve Endonezya’dan Türkiye’ye yapılan soğuk paslanmaz çelik ithalatının incelendiğini Kayabaşı, yerli doğal rekabete karşı korunmasının önemine vurgu yaptı.

Soruşturma sonucunda eklerin bir araya getirilmesi halinde sektörün zarar görmeyeceğini, aksine üretimin yerliden daha özgür hale geldiğini savundu. “Fiyatların artması beklenmiyor. Bu bölgelerde yerli halk için bir nefes alma imkanı sunacak” ifadelerini kullanan Kayabaşı, “Bana göre önemli olan bu ürünün Türkiye’de üretiliyor olması.

Aksi taktirde bu tesis kapansın. Türkiye’de düşük fiyatlarla mal satan firmalar daha önce de mal satıyorlardı. Onlar fiyatları 400-500 dolar yukarı çekecekler. O yüzden bu durum sektöre zarar vermeyecek. O konuda kimsenin endişesi olmasın. Fiyatlar yükselmeyecek. Hatta biz daha rekabetçi hammadde satın alabilir hale geleceğiz. Çünkü o ürünlerin antidampingli fiyatlara Türkiye’ye satan firmalardan hammadde alıyoruz” diye konuştu.

“Parayı çelik merkezleri kazanıyor”

Tencere tava ürünleri üreten firmaların istihdam kaybı yaşanacağına yönelik söylemlerine değinen Kayabaşı, “Onlar söylediklerinde haklılar, çünkü öyle biliyorlar. Ancak onları o noktaya getiren çelik servis merkezleri. Türkiye’de ithal edilen paslanmaz çeliğin parasını zaten çelik servis merkezleri kazanıyor. İthal çeliği boy kesenler ve dilimleyerek mutfak sektörüne satanla, bunlar tencere tava ürünleri üreticilerine satan merkezler.

Onlara olumsuz açıklamalar yapıyorlar. Bu merkezlerin temsilcileri de onları toparlayıp Ankara’ya götürüyor, akıl almaz bir karşı lobi yapıyorlar. Bu işin kaymağını çelik merkezileri yiyor. Bu merkezler de 5-6 tane” dedi. “Alüminyumda da 10 sene önce bizim müracaatımızla Çin’e karşı konmuş antidamping vergisi var” ifadelerini kullanan Kayabaşı, “Aynı dönem alüminyum sektöründe küçük, nihai kullanıcıların tamamı akıl almaz tepki gösterdi. ‘İhracatımız, istihdamımız yüzde 50 azalır’ dediler. Alüminyuma yüzde 35 vergi geldi.

O zamanlar, 10 yıl önce Türkiye’nin alüminyumda 600-700 bin ton kapasitesi varken şu anda söz konusu rakam 1 milyon 800 bin tona geldi. ‘Fabrikalar kapanacak’ diyorlardı tersine kapasite arttı. Dolayısıyla bu vergilerin konması ülkede yerli sanayiyi geliştiriyor. Kimsenin istihdamı da ihracatı da azalmadı aksine arttı. Çelik sektöründe de aynı şekilde olacağını düşünüyorum” dedi.

Yerli üretim için kritik adım

Kayabaşı’nın açıklamalarında, yerli üretimin korunmasının ekonomik sürdürülebilirlik açısından taşıdığı önem sık sık vurgulandı. Yerli olarak Çin ve Endonezya’dan gelen haksız rekabetle mücadele ettiğini söyleyen Kayabaşı, anti-sönümleme önlemlerinin hayatta kalma durumunda yerli daha verimli hammadde satın alabileceklerini ve maliyetlerin öngörülebilir hale geldiğini söyledi.

Antidamping soruşturmasının Çin’de üç ve Endonezya’da bir fabrika olmak üzere toplam dört fabrikayı kapsadığını anlatan Kayabaşı, “Soruşturmanın olumlu sonuçlanması halinde bu dört fabrika için ilave vergi gelebilir. Türkiye’de bu alanda ihracat yapan zaten dahilde işleme belgesi ile getiriyor. Bu da tüketilen malın yüzde 50 si. Yüzde 25 de Avrupa’dan gelen mal var. Biz kalan yüzde 25’e antidamping vergisi konsun istiyoruz. Türkiye’de yassı paslanmazda 350 bin ton tüketim var. Soruşturmaya dahil olan da 350 bin tonda 75 bin tonun karşılığı” dedi.

‘Çelik servis merkezimizi kurabiliriz’

“Kibar Holding olarak kendi çelik servis merkezimizi kurmak için müracaat ettik” ifadelerini kullanan Haluk Kayabaşı, “Önümüzdeki yıl sene sonunda devreye girmiş olacağız. Kâr amaçlı kurmayacağız. Bu merkez müşterilerimize fason çalışacak. Biz Koreli ortağımızdan nihai ürünü alıp burada ticaretini yapsak para kazanacağız” dedi. Öte yandan paslanmaz çelik sektöründeki mamul üreticileri yılbaşında ek verginin yüzde 8’den yüzde 12’ye çıkarılması nedeniyle ihracatta zorlanmaya başladıklarını, antidamping soruşturması sonrası ilave ek verginin gelmesi halinde yüz binlerce kişiye istihdam sürecin 40 bini aşkın işletmeyi zora sokacağını belirtmişti.

Sıcak haddelenmiş yassı çelikte ek vergi geldi

Ticaret Bakanlığı, Türkiye’de üretim yapan üreticilerin yaptığı damping başvurusu üzerine Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli ‘sıcak haddelenmiş yassı çelik’ ürünü için 31 Ekim 2023 tarihinde başlattığı damping soruşturmasını karara bağladı. Resmî Gazete’de yayımlanan ithalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin tebliğe göre, soruşturma sonucunda Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli soruşturma konusu ürün ithalatının dampingli olduğu ve yerli üretim dalında zarara neden olduğu tespit edildi. Alınan karar uyarınca Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli demir-çelik ithalatına, bu ülkelerde üretici firmalar bazında CIF bedelinin yüzde 6,10’u ile yüzde 43,31’i arasında değişen oranlarda dampinge karşı vergi uygulanacak. Söz konusu önlemler 11 Ekim 2024 tarihinden itibaren 5 yıl boyunca yürürlükte kalacak.

Kaynak: Dünya Gazetesi