Bireysel emeklilik sisteminin gelişimi kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Göçer, 20 Eylül itibarıyla gönüllü BES ve OKS toplamında 3,1 milyon katılımcının kendileriyle birikim yapmaya devam ettiğini kaydetti.
BES katılımcı sayısı büyüklüğünde, özel şirketler arasında sektör liderliğini koruduklarını anlatan Göçer, sadece bu yıl sektöre 250 binden fazla katılımcı kazandırdıklarını ve fon büyüklüğünde 150 milyar lirayı aştıklarını vurguladı.
Göçer, bu yıl 52 milyar liralık fon büyüklüğü elde ederek çok iyi bir performans gerçekleştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Şirket olarak hem satış hem fon büyüklüğü hem de dijital işlemler açısından bu yıl da çok çalışarak zor bir dönemde dahi yıl sonu hedeflerine şimdiden ulaştık. Haliyle 2025 için önümüze daha büyük hedefler koyacak, bu hedeflere ulaşmak için çaba göstereceğiz. Sektöre bakarsak, sistemin gelişmesi için bu yıl temlik, kısmi çekiş gibi önemli adımlar atıldı. BES artık katılımcılar tarafından yakınlarına tavsiye edilen, rüşdünü ispat etmiş bir sistem haline geldi. Eylül itibarıyla BES havuzunda 18,7 milyonu aşkın katılımcı ile 1 trilyon lirayı aşkın fon büyüklüğüne ulaşıldı. Geçen yıla göre sektör, fon büyüklüğünde yaklaşık yüzde 50 oranında artış sağladı. Sistemin avantajlarını artıran yeni düzenlemelerin daha da oturmasıyla birlikte gelecek yıl için büyümenin bu oranların da üzerinde olacağına inanıyoruz.”
“18 yaş altı BES tarafında yolun başındayız”
BES’in büyümeye devam etmesi için daha çok katılımcının sisteme dahil olmasının büyük önem taşıdığını söyleyen Göçer, burada fark oluşturan unsurun fon getirileri olduğuna dikkati çekti.
Göçer, diğer yatırım araçlarına göre tatmin edici getirileri ile öne çıkan emeklilik yatırım fonlarının, vergi kesintisinden muaf olması durumunun önemli avantaj sağladığını anlattı.
Artan ilgi ve büyüyen fonların, fon çeşitliliğini artırdığına işaret eden Göçer, “Haliyle farklı farklı yatırım tercihlerine uygun birçok fonla yüksek getiri hedeflemek ve birikimleri değerlendirmek mümkün oluyor. Gelinen noktada daha gidecek çok yolumuz var. Her şeyden önce 23 milyon 18 yaş altı bireye sahip genç nüfuslu bir ülkeyiz. Eylül itibarıyla 1,3 milyon çocuk BES ile birikim yapıyor. 28 milyar liralık bir fon büyüklüğü oluşmuş. 18 yaş altı BES tarafında potansiyelimizin çok küçük bir kısmını kullandık, dolayısıyla yolun başındayız.” diye konuştu.
“BES sadece birikim değil, aynı zamanda yatırım aracı”
Göçer, sektör oyuncuları olarak BES’in sadece bir birikim aracı değil, aynı zamanda yatırım aracı olarak da algılanmasının önem taşıdığını ifade etti.
Bu sistemin sadece parayı bir yerde tutmadığını, birçok farklı enstrümanı içinde barındıran, birçok farklı yatırım tercihine hitap eden yüksek getirili fonlar için parayı büyüttüğünü anımsatan Göçer, şu bilgileri paylaştı:
“2017’de sektörde bir ilki gerçekleştirerek hayata geçirdiğimiz Fon Koçu ile kurum olarak müşterilerimize risk tercihleri ve piyasa koşullarını göz önünde bulundurarak fon dağılım değişiklikleri önermeye başladık. Müşterilerimizin fon dağılımlarını değiştirme konusunda da gün geçtikçe daha istekli olduklarını görüyoruz. Bu yılın ilk 9 ayında müşterilerimiz 850 binden fazla kez fon dağılım değişikliği yapmış ki bu rakam geçen yıl 550 bin civarındaydı. Bu hizmeti 2022’de bir adım daha ileriye taşıyarak otomatik fon koçunu geliştirdik. Artık müşterilerimiz fon koçunun önerilerini takip edip bu önerileri birikimine uygulamakla bile uğraşmıyor, gerekli değişiklikler onlar adına yapılıyor. Özellikle piyasa dinamiklerine uygun olarak anlık değişen durumlarda zaman kaybetmeden aksiyon alınması optimum getiri hedeflemenin önünü açıyor.”
“Artık hayat sigortaları yatırım aracı olarak konumlanıyor”
Göçer, artık hayat sigortalarının sadece bir güvence aracı değil, yatırım aracı olarak konumlandığını belirtti.
Hem döviz cinsinden birikim yapabilme imkanı sunması hem de yüksek bir vefat teminatı sağlamasının bu ürünlerin çekiciliğini artırdığına değinen Göçer, özellikle ödenen primlerin tamamının vergi indirimine konu edilebilmesinin önemli bir avantaj olduğunu vurguladı.
Göçer, geçen yıldan bu yana birikimli ürünlerin payının yüzde 22’den yüzde 34’e, prim üretiminin ise iki katına çıktığını belirterek, ilerleyen yıllarda kredi hayat üretimlerinin yerini birikimli ürünlerin alacağını ifade etti.
“TES, emeklilik sisteminin güçlenmesi adına büyük bir fırsat sunacak”
Tüm dünyada ortalama yaşam süresinin artığını anlatan Göçer, yaşlılık süresinin uzamasının daha uzun dönemde emekli maaşına ve sağlık güvencelerine gereksinim duymak anlamına geldiğini kaydetti.
Göçer, çalışanların ödediği primlerin bu güvencenin verilmesi için gereken tasarruflara yetmediğini, bu sebeple birinci basamak denilen ve SGK olarak bilinen devletin garantisi altında çalışan sistemlere ek emeklilik yapıları çıkarmak gerekliliğine vurgu yaptı.
İkinci basamak, bilinen adıyla Tamamlayıcı Emeklilik Sisteminin (TES), tam da bu sebeple gündeme geldiğine işaret eden Göçer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dünyada emeklilik sistemlerinin gücü ikinci basamak dediğimiz, çalışırken emeklilik için yapılan birikimlerle ölçülüyor. Bu sistemin başarıyla uygulanması çalışanlar için güçlü bir emeklilik güvencesi sağlıyor. İşte bu noktada TES’in ülkemiz için önemini anlıyoruz. TES, ülkemizdeki emeklilik sisteminin gelişmesi ve güçlenmesi adına büyük bir fırsat sunacak. TES’in de yapılandırılması ve zaman içinde geliştirilerek BES gibi güvenilen, sağlam bir sisteme dönüştürülmesi ile emeklilik döneminde daha iyi bir yaşam sürülmesini sağlayabiliriz.”
Kaynak: Dünya Gazetesi