Mehmet Hanifi GÜLEL
Gıda ürünlerinde taklit, tağşiş ve hileliye karşı yeni eylem planını duyuran Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, geçen yıl 1,3 milyon denetim gerçekleştirildiğini, bu yıl ise şu ana kadar 940 bin denetimde 16 bin uygunsuzluk tespit ettiklerini ve 771 milyon lira idari para cezası kesildiğini açıkladı.
368 işletme hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu aktaran Yumaklı, yıl sonuna kadar 1,5 milyona yakın denetim gerçekleştireceklerini ifade etmişti. Yeni açıklanan listede 520 firma taklit ve tağşiş radarına yakalanırken, 66 firma ise sağlığı tehlikeye düşürenler radarına yakalandı.
Geçtiğimiz hafta açıklanan taklit, tağşiş ve hileli gıdaların yeni sistemde kamuoyuna anlık duyurulması bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Bakanlığın 2022 Mart ayı itibarıyla ara verdiği uygulamayı yeniden başlatılmasını memnuniyetle karşılayan tüketici temsilcileri, tüketicilerin yayımlanan listede denetlenen firma sayısını ve tağşiş edilen gıdaların akıbetinin merak edildiğini aktardılar.
Süt ürünleri temsilcileri ise özellikle bir iki puan yağ oranı düşük çıkan firmaların teşhir edilmesinin doğru olmadığını ifade ediyorlar. Et ürünlerinde hilenin daha çok mutfak bölümünde tespit edilmesi dikkat çekiyor. Öte yandan, sektör temsilcileri cezaların yeterli olmadığını ve caydırıcılık için daha etkin cezaların uygulanması konusunda hemfikir.
Bakanlığın yeniden uygulamayı başlatmasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Tüketici Birliği Federasyon Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, 2022 Mart ile 2024 Ekim arasında ara verilen uygulamada kamuoyunun ne oldu bittiğini bilme hakkı olduğunu söyledi. O dönemde üretilen tağşiş edilmiş gıdaların akıbetinin bilinmediğini ifade eden Deniz, bu bilgileri bakanlığın şeffaf bir şekilde açıklaması gerektiğini aktardı.
Bir diğer önemli konunun yayımlanan listede illerdeki küçük lokantaların, restoranların veya tedarikçilerin dikkat çektiğini dile getiren Deniz, “Bu listenin hazırlanmasının öncesinde kaç tane firma denetlendi ve kaçı iyi çıktı? Bilgisi mevcut değil. Eğer bu yapılan 1.3 milyon denetim firma ise bu kadar az sayıda değiştirilmiş tağşiş edilmiş gıda çıktıysa o zaman Türkiye gıda da çok iyi durumda demektir. Karnemiz eğer bu kadar az sayıda firmadan ibaretse çok karamsar olmayalım. Bu, Avrupa standartlarının da üzerindeyiz demek” dedi.
“Zincir marketler yeterince denetim yapmıyor”
Yukarıdaki gibi birçok soruyu CİMER ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na yönelttiklerini aktaran Deniz, “Bir başka nokta ise listenin detayları yeterince yok. A firmasıyla ilgili hangi tarihte analiz örneği alındı, analiz ne zaman yapıldı? Bu bilgi tüketici için önemli. Çünkü tüketici eğer oradan alışveriş yaptıysa en azından sağlığına zararlı bir yiyecek tüketip tüketmediği konusunda fikir sahibi olmak istiyor.
Uygulama ile yapılması gerekenler yapıldı ama eksik tarafları var. Eksikleri de bir zaman içerisinde giderilebilir. Diğer yandan bilindik ulusal ölçekteki markaların hiçbirinin bu kapsama girmemesi merak ediliyor. Ayrıca zincir marketlerin tedarikçilerden alınan gıdanın yeterince denetim yapılmadığı da ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Siteye giriş zorluğunun yaşanmasının tüketicilerin bu işe sahip çıktığı anlamına geldiğini belirten Deniz, bu sitedeki trafiğin yoğun olması anlamına geldiğini söyledi.
“Süt ürünlerinde sütten kaynaklı bazı durumlar var”
Bakanlığın sağlığı tehlikeye düşürenler ve taklit tağşiş yapanlar diye firmaları ikiye ayırdığına dikkat çeken süt ürünleri temsilcileri, bu iki listenin kafa karışıklığına yol açtığını belirtiyorlar. Sütten kaynaklı bazı durumların olduğunu dile getiren temsilciler, bir firmada kuru maddede yağ oranı yüzde 45 yerine 43 çıktığını ve bir puanlık eksiltmenin bilerek yapılamayacağını aktarıyorlar. temsilciler, yağ oranını tutturamayanların sütün kalitesinden ve proses işleminden kaynaklanma olasılığın yüksek olduğu aktarılıyor. Bu durum teşhir edilecek bir durum olmadığını belirtiliyor.
“Gıda güvenliği hepimiz için öncelikli hedeftir”
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Dr. İsa Coşkun, Türkiye’de süt ve kırmızı et sektöründe uluslararası normlara uygun üretim yapan çok sayıda işletmenin mevcut olduğunu ve gıda güvenliğinin öncelikli hedef olduğunu söyledi.
Türkiye’deki laboratuvarların kapasiteleri, gerçekleştirdikleri analizler ve sahip oldukları nitelikli iş gücü, yurt dışındaki laboratuvarlarla kıyaslandığında benzer seviyelerde bulunduğunu vurgulayan Coşkun, “Bu durumda, et ve süt ürünlerinin analizlerinde sorun yaşanmadığını söyleyebiliriz. Ülkemizde faaliyet gösteren büyük ölçekli et ve süt işletmelerinin kendi laboratuvar altyapılarına ve nitelikli iş gücüne sahip olmaları da bu değerlendirmeyi destekleyen önemli bir faktör. Gıda güvenliği ihlalleri ve taklit/ tağşiş uygulamaları hem halk sağlığını tehdit eden önemli bir sorun hem de bu işini düzgün yapan, dürüst ve kurallara uygun çalışan firmalar açısından da haksız rekabet unsurudur” dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi