Nurdoğan A. ERGÜN
Türkiye’de kayıtlara yansıyan resmi ihracat verileri küçük de olsa artışa işaret etse de ihracatın içinde olanlar sürece dair oldukça karamsar konuşuyor.
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) ve Hırdavat Sanayici ve İş Adamları Derneği (HISİAD) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, hem içinde bulundukları sektör, hem de ülke ihracatını bekleyen tehlike çanlarına dikkat çekti. Türk ihracatçısının sadece Uzakdoğu değil artık Avrupalı rakipleri karşısında da fiyat tutturamadığını ifade eden Tecdelioğlu, “Rusya ve Türk Cumhuriyetleri pazarını Çin’e kaptırık. Gelişmemiş ülkelerde rekabet etme şansımız olmuyor. Bizden daha gelişmiş ülkelerde de kalite beklentisi yüksek olduğu için fiyat rekabetini sağlayamıyoruz.
Çin’in fiyatı bizim hammadde fiyatımız kadar. Aradaki makas yüzde 50” dedi. Türkiye’nin İtalya, Polonya gibi ülkelerle de fiyat rekabeti edemediğini söyleyen Tecdelioğlu’na göre, bunun nedeni enflasyonla paralel artmayan döviz kuru. “Kâr kalmadı, zararına satıyoruz” diyen Tecdelioğlu, “Çünkü bankadan kredi almışım. Karşılığında ihracat taahhüdü vermişim. O taahhüdü yerine getirmek için o siparişi almak zorunda kalıyorum. Öbür türlü bankadan ceza yiyeceğiz” diye devam etti. Tecdelioğlu, sektörlerin küçülmesi nedeniyle sanayicinin yatırımdan uzak durduğunu da ekledi.
“Mısır’a giden yatırım Türkiye’de sanayiyi bitirir”
Başta tekstil olmak üzere Türkiye’den birçok sektörün Mısır’da yatırım yaptığını hatırlatan Tecdelioğlu, özellikle yan sanayi gerektirmeyen alanlarda yatırımların kaydığını belirtti. Hırdavat alanında da giden yatırımlar olduğunu ancak yan sanayi gerektiren bu alanda üretimin kola olmayacağını kaydeden Tecdelioğlu, büyük bir riske de dikkat çekti.
Tecdelioğlu, şunları söyledi: “Bir fabrika yan sanayisiz olmaz. Bugün tekstilci Mısır’a gitti. Ama tekstilcinin yan sanayiye ihtiyacı yok. Bugün bir otomotiv sektörü Mısır’a gidip de bir fabrika kuramaz. El aleti sektörü Mısır’da yatırım yapacak mümkün değil. Kalıpçı yok. Yan sanayisi yok. Uygun değil. Ama bizim sanayicimiz Mısır’a yatırım yapıp kendi yan sanayisini oluşturma çabasına girerse işte o zaman sanayimizi kaybederiz.”
“İllere göre sanayi kümelenme modeli olmalı”
Sanayiyi Mısır’a kaçırmak yerine Türkiye’nin kendi sanayi stratejisini oluşturması gerekliliğine dikkat çeken Tecdelioğlu, “Sanayi stratejimiz olmazsa treni kaçırıyoruz. Kümelenme modeline gitmeliyiz. 81 ilde 81 sektör belirleyip hangi ilde hangi sektör öne çıkıyorsa yatırımları ona göre yönlendirmeliyiz.” dedi.
Sanayideki nitelikli eleman sorununa da dikkat çeken Tecdelioğlu, “Dünya ölçeğinde çalışan, global pazarda fırsat yakalamış bazı firmalar, çalıştıracak işçi bulamadığı için vardiya düşürüyor, sipariş alamıyor” dedi. Usta yetiştirmenin temelinin küçük sanayide olduğunu ifade eden Tecdelioğlu, şöyle devam etti: “Küçük sanayiler kurup burada ustalarımızı yetiştirip ana sanayilerimize kuluçka olarak göndermemiz lazım. Devlet Planlama Teşkilatı kurulmalı.”
“AB’de hala 70 katlık pazarımız var”
Öte yandan ihracatta yeni pazarlara dönük stratejileri de anlatan Tecdelioğlu, “Uzak ülkeler stratejisi yanında bir de İslam ülkeleri stratejisi var. Bunların hepsi doğru planlanmış stratejik çalışmalar. Bir taraftan da Avrupa Birliği var. Hala ihracatımızın yüzde 55’i Avrupa’ya yapılıyor, vazgeçemeyiz. AB’de daha hala sattığımız malın 70 katı daha pazar var. Yani AB’de iyi lojistik merkezler kurup sektörel bazda alt tabanıyla bir strateji oluşturabilirsek AB’den hala çok daha fazla faydalanabiliriz” diye konuştu.
2025’te 4 ilde 4 meslek lisesine destek
HISİAD uygulamaya koyduğu kararla şu ana kadar 6 ildeki meslektaşlarını ziyaret etti. Yetişmiş eleman açığını da gündemine alan dernek, sosyal sorumluluk amaçlı meslek liselerine destek vermeye başladı. İlk olarak Ordu-Fatsa Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne makineler bağışlayan dernek, 2025 yılında 4 ilde 4 ayrı okula destek verecek. Tüm ticaret ve sanayi odalarını meslek liselerine hami olmaya davet eden Çetin Tecdelioğlu, “Bu şekilde hem öğrencilerin kariyer planlanması hem öğrencilerimizin sanayiyle buluşması, hem de okulların tercih edilebilir bir okul olmasını sağlarız” dedi.
“BRICS’i gözümüzde büyütmeyelim”
Türkiye’nin olası BRICS üyeliği hakkında da yorum yapan Çetin Tecdelioğlu, “BRICS’i biraz gözümüzde büyütüyoruz. BRICS siyasi bir kümelenme, Ekonomik bir kümelenme değil. Daha BRICS’in kendi aralarında yapmış olduğu bir ekonomik bir platform veya bir genel sekreterliği bile yok. Bu sadece bir plan. Öte yandan dünya toplumunun yüzde 45’i, dünya ekonomisinin de yüzde 37’si BRICS’in içinde” dedi.
“Çin’e kaptırmadan Afrika’da derinleşmeliyiz”
Afrika pazarının çok hızlı geliştiğine işaret ederek 3 bin dolar olan gayri safi milli hasılanın 4 bin dolar olmasıyla Afrika’daki tüketim bir anda yüzde 40 değiştiğini kaydeden Tecdelioğlu, “Bin dolarlık bir fark toplumdaki sarfiyatı bir anda yüzde 40 artırıyor. O yüzde 40’lık artışla Türkiye için ideal bir pazar oluyor ki ambalajıyla, plastiğiyle, züccaciyesiyle, kapı-pencere doğramasıyla bir anda bir pazar yaratıyor. Çinliler’e, Hindistanlılar’a ve Avrupalılar’a kaptırmadan Afrika’da daha fazla derinleşmemiz lazım” vurgusu yaptı.
Kaynak: Dünya Gazetesi