İstanbul Kongre Merkezi‘nde gerçekleştirilen Anadolu Ajansı İstanbul Enerji Forumu‘na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye enerjisinin geleceği ve gündemine yönelik önemli açıklamalarda bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 yılında ham petrol ve petrol ürünleri ithalatımız 49 milyon tona, LPG 4 milyon tona, doğal gaz ithalatımız 50 milyar metreküpe ulaştı. Bunlar için 70 milyar dolar ödedik. Dış ticaret açığımızın en büyük nedeni işte bu enerji faturasıdır.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

* Türkiye’ye medeniyetler şehir İstanbulumuza hepiniz hoş geldiniz. Enerji sektöründe Türkiye’nin rolü, finansman konularının yanında petrolden doğal gaza, arz güvenliğine kadar birçok başlık burada mütalaa edilecek.

* Enerji, ulaştırma ve haberleştirmeyle özellikle birlikte kalkınmanın lokomotifidir. Yeterli miktarda kaliteli ve temiz enerjinin uygun fiyatlarla temin edilmesi, enerji arz güvenliği gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler için kritik önemdedir. Yakın tarihte bölgemizde patlak veren krizler, enerjinin ülke ekonomileri için ne kadar hayati olduğunu hatırlatmıştır. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş enerji alanındaki dışa bağımlılığın risklerini göstermiştir. Türkiye sancılı dönemi en rahat atlatan ülkelerden biri olmuştur. Avrupalı dostlarımız savaşın tetiklediği enerji krizini tecrübe ettiler. Günümüzde enerji arzında kriz yaşanmıyorsa da enerji arz güvenliğinin temini konusunda her zaman hazırlıklı olmak gereklidir. Biz de bu anlayışla enerji politikamızı enerji arz güvenliğimizin sağlanması üzerine bina ettik.

* Biz, etrafımızdaki birçok ülkenin aksine, kullandığı enerjinin çoğunu dışarıdan satın almak mecburiyetinde olan bir ülkeyiz. 2023 yılında ham petrol ve petrol ürünleri ithalatımız 49 milyon tona, LPG 4 milyon tona, doğal gaz ithalatımız 50 milyar metreküpe ulaştı. Bunlar için 70 milyar dolar ödedik. Dış ticaret açığımızın en büyük nedeni işte bu enerji faturasıdır. Böyle ağır bir ithalat kalemiyle sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı sağlamak açık söylüyorum, her babayiğitin harcı değildir. Türkiye zor olanı başarmış, son 20 yılda senede yüzde 5,4 oranında büyüyerek farkını ortaya koymuştur. Tüm bu sıkıntılara rağmen 14 yıldır kesintisiz ve istikrarlı şekilde büyüyoruz. Önümüzdeki dönemde de dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz. Ekonomi büyüdükçe, nüfus arttıkça, sanayileşme arttıkça enerji ihtiyacımız da artıyor. Elimizin altındaki tüm kaynakları harekete geçirmekten başka bir çıkış yolu görünmüyor. Türkiye olarak bu gerçekler temelinde, madenden petrole, rüzgardan güneş enerjisine kadar her başlıkta ülkemizin potansiyelinde en üst düzeyde istifade etmenin çabasındayız. Enerjide tam bağımsız Türkiye olarak, eleştirilere aldırmadan yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Kim ne derse desin, hiçbir alanda ülkemizi muhannete muhtaç etmemekte kararlıyız. Allah’ın izniyle bundan da geri adım atmayacağız.

* Son 10 yılda 670 bin metre sondaj gerçekleştirdik. Madencilik sektörünün GSYH’deki hacmini 4 kattan fazla artışla 270 milyar liraya çıkardık. Bor madeninde dünyadaki rezervin yüzde 73’üne biz sahibiz. Bu alanda yüzde 60’ın üzerinde pazar payıyla küresel ölçekte liderliğimizi koruyoruz. Yurt dışında da arama faaliyetleri yürütüyoruz. Nijer’de 2025 yılında altın sahasında üretime başlamayı planlıyoruz. İleri teknolojide nadir toprak elementlerinde büyük keşfe imza attık. Eskişehir’de dünyanın ikinci en büyük nadir toprak elementlerini keşfettik. Bu sahadaki üretimi geliştirerek önemli tedarikçi haline gelmeyi hedefliyoruz.

Ayrıntılar geliyor…

Kaynak: Dünya Gazetesi