Türkiye’nin elektrik talebinin son yirmi yılda ortalama yüzde 4,4 artarak 133 milyar kilovatsaatten 335 milyar kilovatsaate yükseldiğini aktaran Bayraktar, “Bu denli yüksek talep artışını karşılamak için uyguladığımız politika ve düzenlemelerle elektrikteki kurulu gücümüzü 31 bin megavattan 114 bin 600 megavata ulaştırarak adeta enerjide sessiz bir devrim gerçekleştirdik. Son yirmi yılda enerji sektöründe neredeyse üç yeni Türkiye inşa ettik.” dedi.

Bayraktar, elektrik sektörünü geliştirirken büyük bir dönüşüme de imza atıldığını vurgulayarak, “Rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü neredeyse sıfırdan 31 bin megavatın üzerine çıkararak bu kısa süre içerisinde 23 Keban Barajı’na eş değer gücü devreye aldık. Bugün geldiğimiz noktada sadece rüzgar ve güneş santrallerinden ürettiğimiz elektrik, ülkemizdeki tüm konutların yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabilmektedir.” diye konuştu.

Yenilenebilir enerjinin Türkiye’nin mevcut kurulu gücü içindeki oranını yüzde 60’a, yerli kaynakların oranını ise yüzde 70’e çıkardıklarını aktaran Bayraktar, “Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre ülkemiz, toplam yenilenebilir enerji kurulu gücü ile Avrupa’da 5’inci, dünya genelinde ise 11’inci sırada yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 2025’te Türkiye’nin hedefinin bu alanda Avrupa’da ilk üçe, dünyada ilk dokuza girmek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Son bir yılda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi neticesinde yaklaşık 11 milyar dolar karşılığı olan doğal gaz ithalatını önlemiş olduk. Diğer taraftan, enerji sektöründeki büyüme ve yeşil dönüşümün vazgeçilmez bir parçası olan, elektrik enerjisi altyapımıza yönelik yaptığımız yatırımlar sayesinde, elektrik iletim hattı uzunluğumuz 75 bin kilometreye ulaşarak Avrupa’da ikinci büyük şebeke konumuna gelmiştir. Elektrik dağıtım hattı uzunluğumuzu da 1,4 milyon kilometrenin üzerine çıkardık.”

Türkiye’nin, Avrupa’da Almanya ve Fransa’nın ardından elektrik talebinin en yüksek olduğu üçüncü ülke olmasına rağmen elektrikli araçlara olan talebin dijitalleşme ve yapay zekanın da etkisiyle artmaya devam edeceğini belirten Bayraktar, bu talep karşılanırken elektrik üretim portföyünün 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda şekillendirilmesi gerektiğini bildirdi.

Bayraktar, 2035’te 510 milyar kilovatsaate ulaşacak elektrik talebinin yeşil enerji ağırlıklı karşılanması için “Yenilenebilir Enerji 2035” yol haritasını 21 Ekim’de kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatarak, şöyle konuştu:

“Bu yol haritasıyla birlikte önümüzdeki 11 yılda mevcut rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü dört katına çıkararak 31 bin megavattan 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu yatırımların içinde bir ilk olarak toplam 5 bin megavat gücünde deniz üstü rüzgar santrallerinin kurulmasını sağlayacağız. Ayrıca, 2035 yılına kadar her yıl en az 2 bin megavatlık yerli aksam kullanım şartlı YEKA yarışması yapacağız. Bu kapsamda 1200 megavatlık rüzgar ve 800 megavatlık güneş YEKA’larının ilanlarını yayımladık ve 2025 yılının Ocak ve Şubat aylarında bu yarışmaları gerçekleştireceğiz.”

2035’e kadar elektrik iletim altyapısına yaklaşık 28 milyar dolar yatırım planlanıyor

Baraj, göl ve göletlerin kullanılabilir rezervuar alanlarında da yüzer güneş enerji santrali kurmayı hedeflediklerini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Yenilenebilir enerjiden elektrik üretimine yönelik bu büyük yatırım hamlemizin toplam tutarı önümüzdeki 11-12 yıl içinde yaklaşık 80 milyar doları bulacak. Yenilenebilir enerji kaynakları mevsim ve hava koşullarından doğrudan etkilendikleri için maalesef kesintili üretim yapmaktadırlar. Bu nedenle hedeflediğimiz yenilenebilir enerji kapasitesinin teknik olarak yönetilebilmesi ve elektriğin üretim noktasından tüketim noktasına kadar sorunsuz taşınabilmesi için güçlü bir altyapıya, şebekeye sahip olmak gerekmektedir. Arz güvenliğimizin temini adına 2035 yılına kadar elektrik iletim altyapımıza yaklaşık 28 milyar dolar civarında yatırım yapmayı planlıyoruz.”

Bayraktar, bu yatırımlarla Türkiye’yi doğudan batıya, güneyden kuzeye kuşatacak bir yeşil enerji koridoru oluşturmak için 40 bin megavatlık ve yaklaşık 15 bin kilometrelik yüksek voltajlı doğru akım (HVDC) iletim şebekesi kurulacağını aktararak, “AC hat uzunluğumuzu da 90 bin kilometrenin üzerine çıkaracağız. Türkiye, çok daha modern, çok daha güçlü ve çok daha esnek, ilave kuracağımız yenilenebilir ve nükleer enerji kapasitesini taşıyabilecek bir altyapıya sahip olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Yenilenebilir enerjiden elektrik üretmenin çok önemli olduğunu ancak daha önemli olanın bu üretimi kendi ekipmanları, yazılımı ve insan kaynağıyla yapabilmek olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Uyguladığımız politikalar ve verdiğimiz destekler neticesinde kullanılan ekipman ve aksamlarda güneş santralleri bazında yüzde 75, rüzgar santrallerinde ise kule, kanat ve jeneratörde yüzde 70’in üzerinde yerlilik seviyesine ulaştık. Bu sayede 2014 yılında milli enerji sanayimiz sadece 27 imalatçıdan oluşurken 10 yıl içerisinde bu sayı 500’e ulaşmıştır. Böylelikle sadece yerli ekipman üretim alanında 50 bin kişiye 50 bin insanımıza yeşil istihdam imkanı sağlamış olduk.” dedi.

Yenilenebilir enerji yatırımlarının izin süreçleri kısaltılacak

Bayraktar, Türkiye’nin uluslararası iklim taahhütleri, sınırda karbon düzenlemeleri karşısında sanayisinin artan emisyonsuz enerji gereksinimi, rekabetçiliği ve ülkenin 2053 hedeflerine hazır olması için bugüne kadar yapılan yatırımların üç katını, şu ana kadar yapılan yatırım süresinin yarısında hayata geçirmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

“Eğer şu ana kadarki izin süreleri ile gidilirse, Türk sanayisi ek maliyetlere maruz kalacak, net sıfır taahhütlerimiz maalesef gerçekleşmeyecektir. Bu çerçevede yenilenebilir enerjide 2035 hedeflerimize ulaşmak için, ülke olarak reform niteliğinde düzenlemelere ihtiyaç duymaktayız. Tüm dünyada olduğu gibi, yenilenebilir enerji yatırımlarının izin süreçlerini kısaltmamız gerekiyor. Bu amaçla ilgili Bakanlıklarımızla birlikte ortalamada 48 ayı bulan uzun izin süreçlerini 24 ayın altına düşürecek bir model üzerinde çalışıyoruz. İnşallah en kısa zamanda bu konuyu Meclisimizin gündemine getirecek ve sizlerin de desteğiyle bu süper izin dönemi yatırım hızımızı ciddi şekilde arttıracaktır.”

Dünyanın 2050’de net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi ve küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması için nükleer enerjinin kilit bir rol oynadığını vurgulayan Bayraktar, bu kapsamda geçen yıl Dubai’de düzenlenen COP28’de 25 ülkenin “Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu”na imza attığını anımsattı.

Bayraktar, Bakü’de devam eden COP29’da Türkiye’nin de söz konusu deklarasyona imza attığını belirterek, bildirgeyi onaylayan toplam ülke sayısının 31’e çıktığı bilgisini paylaştı.

Sıfır karbon salımıyla enerji üreten nükleer güç santrallerinin, elektrik üretiminde sürekli ve güvenilir bir baz yük kapasite sağlayarak enerji arzının istikrarını ve kesintisiz elektrik teminini desteklediğini kaydeden Bayraktar, “Bu nedenle, ülkemizin yetmiş yıllık nükleer enerji hayalini Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz. Bugün itibarıyla dünyadaki en büyük nükleer güç santrali şantiyesi olan Akkuyu’da, tüm ulusal ve uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak dört nükleer reaktörün inşası aynı anda devam ediyor. Halihazırda yaklaşık 30 bin kişi bu projede istihdam edilmekte olup, işletme aşamasında ise 4 bin kişiye sürekli istihdam sağlanacaktır. Akkuyu Nükleer Güç Santrali tümüyle devreye alındığında Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak ve yıllık 7 milyar metreküp doğal gaz ithalatı ile 35 milyon ton karbon salımını önleyecektir.” diye konuştu.

Bayraktar, kısa bir sürede nükleer enerji alanında çalışan kuruluşların, kabiliyet ve yetkinliklerini uluslararası seviyeye yükselttiğini ifade ederek, “Örneğin, nükleer santrallerin denetimi ve gözetimi alanında faaliyet gösteren kamu şirketimiz Nükleer Teknik Destek AŞ (NÜTED), Macaristan’daki nükleer güç santralinin denetim süreçlerinde yer alarak, nükleer alanda ilk hizmet ihracatımızı gerçekleştirmiştir. Net sıfır emisyon hedefimize ulaşabilmemiz için 2035 yılına kadar 7 bin 200 megavat ve 2050 yılına kadar 20 bin megavatlık bir nükleer kapasiteye sahip olmamız gerekmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu doğrultuda Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine ve küçük modüler reaktörlere ilişkin çalışmaların yürütüldüğünü vurgulayan Bayraktar, “Nükleer endüstrimizde ekipman üretim kabiliyetini geliştirmenin yanı sıra özellikle bu alanda yetkin insan kaynağımızla kendi santrallerimizi kurmak, ekipman ve hizmet ihracatı yapabilecek bir seviyeye ulaşmak buradaki en temel, en büyük hedefimizdir.” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, temiz enerji kaynaklarının yanı sıra “ilk yakıt” olarak adlandırdıkları enerji verimliliğinde de önemli adımlar atıldığına değinerek, şöyle konuştu:

“Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2021 ve 2022’de enerji yoğunluğunu en çok azaltan ikinci ülke olduk. Ayrıca, 2023 yılında bir önceki yıla göre enerji yoğunluğu azaltımında dünya ortalaması yüzde 1 iken ülkemizde bu oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleştirdik. Diğer taraftan, enerji verimliliğine yönelik çalışmalarla ilave 45 bin yeşil istihdam sağladık. Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir enerji politikasının yanında enerjide arz güvenliğini güçlendirmek ve dışa bağımlılığı azaltmak için 2024-2030 yıllarını kapsayan İkinci Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı uygulamaya koyduk. 2030 yılına kadar birincil enerji tüketimimizi yüzde 16 düşürerek toplamda 100 milyon ton emisyon azaltımı sağlayacağız.”

Ortaya koydukları bu hedeflere ulaşmak için kamu ve özel sektör birlikte, 2030’a kadar 20 milyar doların üzerinde enerji verimliliği yatırımı gerçekleştireceklerine dikkati çeken Bayraktar, “Bu yatırımlar sayesinde yine önümüzdeki 15 yılda 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu sağlamış olacağız. Kamu binaları için enerji tasarrufu hedefi Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 2030 yılına kadar asgari yüzde 30 olacak şekilde belirlendi. Hedefimiz bu kapsamda kamu binalarında 2030 yılına kadar her yıl yıllık 6 milyar lira enerji tasarrufu sağlamaktır. Diğer taraftan, iklim değişikliği ile mücadelenin önemli araçlarından biri olan karbon fiyatlamasına yönelik Emisyon Ticaret Sistemi’nin altyapısı EPİAŞ bünyesinde hazır hale getirilmiş olup, İklim Kanunu’nun yasalaşmasına müteakip devreye alınacaktır.” diye konuştu.

Bayraktar, Kovid-19 ile başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla devam eden küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki olağanüstü artışların salgın öncesi döneme göre yüksek seyretmeye devam ettiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

“Bu yüksek maliyetlerden vatandaşlarımızın etkilenmemesi için sağladığımız destekleri önemli miktarda artırdık. Bu kapsamda, tüm vatandaşlarımızın elektrik ve doğal gaz faturalarında 2023 yılında 328 milyar lira, 2024 yılının ilk on ayında ise 275 milyar lira devletimiz tarafından karşılanmıştır. Halihazırda meskenlerde kullanılan elektriğe düşük kademede yüzde 60, yüksek kademede yüzde 40, doğal gaza ise yüzde 63 destek uygulanmaktadır.

Bunun yanı sıra, dar gelirli hanelere elektrik tüketim desteği verilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında, hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovatsaate kadar destekleme yapıyoruz. Bu kapsamda 2024 yılı başından itibaren 4,1 milyon haneye 8,1 milyar lira elektrik tüketim desteği, 654 bin haneye 1,4 milyar lira doğal gaz tüketim desteği verilmiştir. Ayrıca, bu yıl içinde 1,6 milyon haneye toplam 1,4 milyon ton kömür dağıtımı planlanmış olup, kömür dağıtımımız halen devam etmektedir.”

Bu desteklerin yanı sıra geçen yıl uygulamaya konulan Aile ve Gençlik Fonu’na maden, petrol ve doğal gaz üretiminden elde edilen gelirlerden toplam 5,8 milyar lira tutarında bütçe aktarıldığının bilgisini paylaşan Bayraktar, “Başta deprem bölgelerimiz olmak üzere, gençlerimizin yuva kurmalarına destek verdik. Bu fona katkımızı petrol ve doğal gaz üretimimizi artırarak her yıl aile kurumumuzu güçlendirmeye ve gençlerimize her alanda destek olmaya devam edeceğiz.” dedi.

Teklif edilen toplam bütçe 63,3 milyar lira

Bayraktar, 32,3 milyar lira olan 2023 yılı bütçesi başlangıç ödeneğine genel aydınlatma giderleri ile cari ve yatırım giderleri için 2,3 milyar lira eklenmesi sonucunda toplam bütçe ödeneğinin 34,6 milyar lira olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu tutarın 33,9 milyar lirası harcanmış olup kalan 672 milyon lira ödenek yıl sonunda iptal edilmiştir. Bakanlığımız 2023 yılı bütçe gerçekleşme oranı yüzde 98’dir. Bakanlığımız merkez teşkilatı için 2025 yılı bütçe teklifi genel aydınlatma giderleri dahil olacak şekilde 45,3 milyar lira olup, MTA, MAPEG, TENMAK, EPDK ve NDK ile birlikte teklif edilen toplam bütçe tutarı 63,3 milyar liradır. Bu bütçe, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda ülkemizin artan enerji talebini karşılamaya, bu çerçevede arz güvenliğini tesis etmeye, aynı zamanda ithalatı azaltarak, 2053 net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeye çalışan bir Bakanlığın bütçesidir.”

Kaynak: Dünya Gazetesi