Meryem KARADAĞ
Dünyadaki nüfus artışının, değişen tüketim alışkanlıklarının, farklılaşan tüketici davranışlarının, hızlı moda akımının, sürekli değişen moda trendlerine ayak uydurmayı amaçlayan ucuz ve hızlı üretim modelinin tekstil ve hazır giyim sektöründe devasa atıkların oluşmasına neden olduğunu söyleyen Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Doç. Özge Usluca Erim, Sürdürülebilir Tekstil üzerine DÜNYA’ya açıklamalarda bulundu.
Sürdürülebilirliğin sağlanması için insan ve çevre sağlığının korunması gerektiğini, mevcut ekolojik değerlerin iyileştirilmesini ve bu değerlerin geleceğe aktarılmasına dikkat çeken Mersin Üniversitesi (MEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Doç. Özge Usluca Erim, “Sürdürülebilirlik, Tekstil sektöründeki yerini özellikle son 20-30 yıl içinde sağlamlaştırmış bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Niteliği nicelikten üstün tutan ve yaşam döngüsü uzun ürünlerin değer kazandığı bir yapıyı savunmaktadır. 1980’lerin tüketim kültürünü takiben 1990’larda ortaya çıkan karşı hareketlerin 2006 yılında Milano’da yayımlanan Yavaş Moda Bildirisi ekseninde daha organize bir yapıya bürünmesiyle yerini sağlamlaştırmıştır” dedi.
En önemli problem ‘hızlı imalat ve tüketim’
Çevre sorunlarının Dünya için giderek önem kazandığını üreticilerin de kâr etmenin tek yolunun daha fazla üretmek olduğunu savunan bakış açılarını değiştirerek, kullanıcı ile satın aldığı ürün arasındaki ilişkinin değişmesi gerektiği gerçeğini kabul edip daha sürdürülebilir üretim tekniklerini benimsemek zorunda kalacaklarını vurgulayan Erim, “Soruna tekstil ve moda endüstrisi açısından bakarsak, moda endüstrisinin en önemli ekolojik ve etik problemlerinden birinin de hızlı imalat ve tüketimi empoze eden hızlı giysi üretimi olduğunu söyleyebiliriz. Bugün modanın hızlı döngüsü ucuz işçilik ve inanılmaz ölçüde kaynak kullanımına neden olan, bunun yanında yüksek miktarda atık ve çevre kirliliği oluşturan bir sisteme dönüşmüştür” diye konuştu.
Tekstil sektöründe görülen üretim süreçlerinde yan ürün olarak ortaya çıkan atıkların ve kullanım sırasında veya sonrasında ortaya çıkan atık yığınlarındaki artışın insanlığı sürdürülebilir girişimlere yönlendirdiğini söyleyen Erim, “Tekstil sektörünün sürdürülebilirliği; çevreye zararı olmayan veya minimum zararı olan, doğal veya geri dönüştürülmüş malzeme kullanımına, kullanılan malzeme miktarının azaltılmasına, ürünün ve süreçlerin çevre odaklı olarak yeniden tasarlanmasına, atıkların azaltılmasına, yeniden kullanım, geri kazanım, geri dönüşüm veya ileri dönüşüm gibi konulara odaklanabilir” ifadesini kullandı.
Tasarım stratejisi olarak belirlenmeli
Sürdürülebilirlik adına yapılan çalışmaların yalnız endüstriyel alanda değil, aynı zamanda tekstil ve giyim tasarımı eğitimi alanlarında da akademik olarak geniş bir şekilde yer verilmesi gerektiğine dikkat çeken Erim, “Çevreye duyarlı, farkındalık oluşturacak çeşitli etkinlik ve organizasyonlar ile bu bilince sahip akademisyenler ve tasarımcılar sayesinde markalar ve işletmeler ‘sürdürülebilirliğin bir tasarım stratejisi olarak’ belirlenmesinde öncülük edebilirler.
Bu doğrultuda endüstrideki firmalar, tasarımcılar ve akademisyenlerin iş birliği çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenlenebilir. Seminer, konferans, atölye çalışmaları gibi etkinliklerle daha geniş kitlelere ulaşılarak ‘toplumda sürdürülebilirlik’ bilinci geliştirilebilir” dedi.
Çevre bilinci duyarlılığına katkı
Geleneksel dokumacılığa değinen Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Doç. Özge Usluca Erim, “Kumaşın geleneksel değerini ve yapısal niteliğini saptayarak, yeniden üretim için ön hazırlıklara başladık. Bu kültürel ürünün sürdürülebilirliğini sağlamak ve kadınlara yeni iş imkânları sunmak amacıyla Mersin’de “Mezitli Dokuma Projesi” ve Ayvalık’ta “Sedefli Battaniye Dokuma Projesi” gerçekleştirdik.
Bu projeler, Tasarımcı/Akademisyenlerden oluşan bir ekiple birlikte planlanmış ve gerçekleştirildi. Bu projelerde sürdürülebilir malzemeler kullanarak, geri dönüşümü, ileri dönüşümü hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik bağlamında çevresel konuların desteklendiği malzemelerle ifade edilen ve kültürel sürdürülebilirliğin sağlandığı ortamlar yaratmanın, çevre bilinci duyarlılığına katkı sağlayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Kumaş atıklarından sergi
Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Doç. Özge Usluca Erim, Yün, pamuk, elyaf, kumaş atıklarından serbest dikiş tekniğini kullanarak hazırladığı “Kassandra’nın Sesi ” adını taşıyan çalışması ile Troya Kazıları Sanat Ekibi grubunun çalışmalarından oluşan “Kanatlı Sözler İzler” sergisinde yer aldığını kaydetti.
Kaynak: Dünya Gazetesi