Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope tarafından hazırlanan bu yılın ilk yarısına ait verileri içeren ‘İstatistikler ve Görünüm Raporu’ndan derlediği bilgilere göre, söz konusu kapasite 78 rüzgar türbininin ortalama 5,5 megavatlık gücünden oluşuyor. Türkiye’nin yıl sonunda 1350 megavat ilave kapasiteye ulaşacağı öngörülürken, ülkenin ilk yarıda elde edilen 426 megavatlık artışı yıl sonu tahmininin yüzde 32’sini oluşturuyor.
İlk yarıda en yüksek karasal rüzgar kapasitesini sisteme dahil eden ülke 1300 megavat ile Almanya oldu. Almanya’yı 876 megavatla İspanya, 573 megavatla Fransa, 536 megavat kapasite ile İsveç takip etti. Türkiye ise bu yılın ilk yarısında ilave ettiği 426 megavat rüzgar enerjisi kapasitesiyle, karasal rüzgar enerjisi kapasite artışında Avrupa’da beşinci sırada yer aldı.
Enerji bağımsızlığının önemli unsuru
Raporu değerlendiren WindEurope Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson, “Gelecek yıl, kolaylaştırılan izin süreçleri ile Avrupa’da daha fazla kurulum gerçekleşmesini bekliyoruz. Buna en güzel örnek Almanya, dört yıl önce izin süreçlerinde değişikliğe gitti ve şu an kapasitesine eklediği 1300 megavatla karasal rüzgar kurulumlarında lider oldu” diye konuştu.
Kısa vadede Türkiye’de yatırım yapmak zor
Türkiye’de makroekonomik dengelerin iyileşmeye başladığını bunun yatırım ortamında iyileşmeyi beraberinde getireceğini ifade eden Dickson: “Türkiye’nin hala daha istikrarlı bir makroekonomik bağlama geçiş yaptığı ve enflasyonu yüksek faiz oranlarıyla kontrol ettiği göz önüne alındığında, rüzgardaki kurulumlar anlamında Türkiye iyi durumda. Kısa vadede Türkiye’de yatırım yapmak zor. Ancak orta ve uzun vadede ülkeye birçok yeni yatırımı getirecek doğru ve istikrarlı makroekonomik bağlam yaratılıyor. Bu koşullarda, Türkiye’nin yeni rüzgar santralleri inşa etmesi enerji bağımsızlığı kadar ekonomi için de önemli” dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi