Dünyanın önde gelen yönetici araştırma ve liderlik danışmanlığı firmalarından TRANSEARCH International, C-seviye yönetimdeki yeni döneme dikkat çekiyor. Teknolojik ilerlemeler, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm, CINO, CTO, CAIO, CSO (Chief Sustainability Officer), CDO (Chief Data Officer) ve CISO (Chief Information Security Officer) gibi rollerin önemini artırdı. TRANSEARCH Türkiye Yönetici Ortağı Murat Öztürk, “Gelinen noktada liderlik, yalnızca operasyonel başarıdan öte bir vizyon gerektiriyor. İnovasyon ve dönüşüm odaklı C-seviye roller, kurumları rekabette öne çıkarıyor” dedi.

Stratejik becerilerin öne çıktığı bir dönem

Öztürk’e göre, yeni C-seviye pozisyonlar, liderlerin geniş bir beceri yelpazesine sahip olmasını gerektiriyor ve şirketlerin dinamik piyasa koşullarına uyum sağlayarak uzun vadeli başarı sağlamalarına olanak tanıyor. Stratejik düşünme, değişim yönetimi, veri analitiği ve etik liderlik, bu yeni rollerin temel taşlarını oluşturuyor. CINO ve CTO gibi pozisyonlar, inovasyon ve dönüşüm projelerini yönetmek için hem yaratıcı hem de analitik bir yaklaşım gerektirirken, CAIO ve CDO gibi roller, şirketlerin veri stratejileri ve yapay zekâ uygulamalarını etkin bir şekilde kullanabilmelerini sağlamak adına liderlik kapasitesine ihtiyaç duyuyor. Öztürk, “Bu pozisyonlardaki liderlerin, yalnızca teknik uzmanlık değil, aynı zamanda iş birliği, empati ve hızlı adaptasyon becerileri de geliştirmesi gerekiyor,” sözleriyle C-seviyede çok yönlü bir liderlik anlayışının önemini vurguladı.

Zorunlu gündem maddesi: Sürdürülebilirlik

Kurumların çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hedeflerini karşılamaları için sürdürülebilirlik liderliği artık bir lüks değil, zorunlu hale geliyor. Şirketler, sürdürülebilir büyümeyi sağlamak ve çevresel etkiyi minimize etmek adına, CSO (Chief Sustainability Officer) pozisyonlarına daha fazla yatırım yapıyor. Bu liderler, hem şirket içi hem de dış paydaşlarla iş birliği yaparak sürdürülebilirlik stratejilerinin etkili bir şekilde uygulanmasını sağlıyor. Murat Öztürk, “Sürdürülebilirlik liderliği, yalnızca çevresel sorumluluğu değil, aynı zamanda uzun vadeli rekabet avantajını da destekler,” dedi.

Dijitalleşme ile gelen güvenlik ihtiyacı artıyor

Dijital dünyada siber tehditlerin sürekli artması, bilgi güvenliği liderliği ihtiyacını da ön plana çıkarıyor. Bu nedenle, CISO (Chief Information Security Officer) rollerinin stratejik karar süreçlerine dâhil edilmesi zorunluluk haline geldi. CISO’lar, sadece siber güvenlik önlemlerini almakla kalmayıp, aynı zamanda tüm organizasyonun risk yönetimi stratejilerinin bir parçası olarak hareket ediyor. Öztürk, “CISO’ların görevi, şirketin dijital varlıklarını korumakla sınırlı değil; aynı zamanda, güvenlik protokollerinin işin genel stratejisiyle uyumlu olmasını sağlamaktır,” diyerek bilgi güvenliğinin iş süreçlerinin her aşamasına entegre edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu yaklaşım, kurumların dijital tehditlere karşı dayanıklılıklarını artırırken, müşterilere ve paydaşlara güven vermelerini de sağlıyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi