OECD üyesi 140’ten fazla ülke, Küresel Asgari Kurumlar Vergisi için mutabakat sağlamıştı. Çok uluslu bir şirket nerede faaliyet gösterirse göstersin en az yüzde 15 oranında vergi ödemiş olmasını temin etmek amacıyla uygulanacak olan vergi, birden fazla ülkede faaliyet gösteren büyük ölçekli küresel şirketlerin vergi cennetlerine veya düşük oranlı ülkelere kazançlarını ya da vergi matrahlarını kaydırarak vergi kaybını önlemeyi amaçlıyor. Ancak uzmanlara göre bu uygulama Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerindeki zaferiyle tehlikeye girdi.

CNBC-e’nin haberine göre, OECD anlaşmasında yer alan “ikinci sütun” (minimum vergi oranı) kuralı, şirketlerin merkezi yüzde 15’in altında vergi ödeyen ülkelerde bulunuyorsa, imzalayan ülkelerin ek vergi talep etmesini öngörüyordu. Ancak Financial Times’ın haberine göre Trump yönetiminin yeniden devrede olmasıyla, ABD şirketlerine bu kuralların uygulanmasından çekinileceği düşünülüyor. Uzmanlar, bunun nedeni olarak ABD’nin olası misilleme politikalarını ve yüksek tarifeleri gösteriyor.

OECD anlaşması, ABD’nin katılmasına rağmen Kongre’de onaylanmamıştı. Yeni yönetim altında bu tür anlaşmaların ilerlemesi zor görünüyor.

ABD’li düşünce kuruluşu Tax Foundation’ın başkanı Daniel Bunn, “ABD’den küresel kurumlar vergisini uygulayan yargı bölgelerine yönelik eleştiriler ve potansiyel misillemeler olacak” açıklamasını yaptı.

British Columbia Üniversitesi’nde vergi hukuku profesörü olan Wei Cui ise ikinci sütunun tehlikede olduğunu söyleyerek, “Trump’ın iktidarda olması nedeniyle insanlar bu vergiyi uygulama konusunda daha çekingen davranacak” dedi.

Bir OECD sözcüsü ise adil, kurallara dayalı bir uluslararası vergi sistemi sağlamak için tüm ülkelerle çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

Küresel kurumlar vergisinde ABD’nin duruşu önemli

Cumhuriyetçi Temsilci Jason Smith, geçen yıl bu anlaşmayı “Biden’ın küresel vergi teslimiyeti” olarak tanımlamıştı. Ayrıca reformları, “Amerikan işlerini öldürmek, vergi kodumuz üzerinde egemenliği teslim etmek ve Çin Komünist Partisi’ne rekabet avantajı sağlamak” olarak eleştirmişti.

OECD’nin reform çabaları, büyük teknoloji şirketlerinden vergi almayı hedeflese de bu uygulamanın başarısında ABD’nin tavrı önemli olacak. Eğer ABD, diğer ülkelerin şirketleri üzerindeki vergi haklarını kabul etmezse, ülkeler dijital hizmet vergilerini daha agresif şekilde uygulayabilir.

Kaynak: Dünya Gazetesi