Recep ERÇİN

Donald Trump’ın ABD’nin 47. Başkanı seçilme­sinin ardından izleye­ceği ekonomi politikalarının Türkiye ile daha önce belir­lenen 100 milyar dolarlık ti­caret hacmi hedefinde mesa­fe kat edilmesini sağlayabilir.

Trump görevde olduğu 2019 yılında Ticaret Bakanı Wil­bur Ross’u eylül ayında Tür­kiye’ye göndermiş ve iki ülke ticaretinin artırılması için bir dizi anlaşma yapılmıştı. O ta­rihten sonra Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacminin yıldan yıla hızla artması dik­kat çekti. Türkiye ve ABD ara­sında 100 milyar dolar ticaret yapılmasına ilişkin hedef Do­nald Trump ve Cumhurbaş­kanı Erdoğan’ın 2018 yılı Ara­lık ayında yaptıkları görüşme sonrası gündeme gelmişti.

Dış ticarette korumacı eğilim

Trump’ın ilk dönemin­de iktisat çevrelerince orta­ya atılan Trumponomicsya­ni Trump ekonomisi kavramı “Önce ABD” söylemi üzerine şekilleniyor. Dünya Ticaret Örgütü’nü işlevsiz hale geti­ren, gümrük duvarlarını keyfi yükselten, içerideki üreticile­rin baskıları ile anti-damping soruşturmaları sonucu itha­latı kısıtlayan, geniş bir altya­pı yatırımı ihtiyacını günde­me taşıyan, Çin ile ekonomik rekabeti öncelikli tutan, Av­rupalı üreticileri ABD’de ya­tırım yapmaya zorlayan, ABD dışına çıkmış Amerikan ser­mayesini ülkeye geri getir­meye çalışan bir profil çizen Trumponomics esasen bun­dan da fazlasını içeriyor.

The Economist dergisinde bu yıl temmuz ayında yayınlanan makalede, “Trump’ın Ameri­ka’ya yapılan tüm ithalatlara yüzde 10 evrensel tarife ve Çin yapımı mallara yüzde 60 ver­gi koymayı hedeflediği” belir­tildi. Makalede, “Bay Trump Amerika öncelikli ticaret po­litikalarının tüm yelpazesini yerine getirirse küresel çapta bir düşüş olacağından şüphe yok” ifadesi dikkat çekerken Cumhuriyetçiler içerisinde buna karşı çıkacak temsilcile­rin olacağı da not edildi.

Trump seçim öncesi dola­ra olan bağımlılıklarını azalt­mayı planlayan ülkelerin de ceza olarak yüzde 100 oranın­da gümrük vergisiyle karşı karşıya kalacağını da söyledi. Şayet bunu hayata geçirirse başta BRICS ülkeleri olmak üzere milli paralarla ticare­tini artırmak isteyen Türki­ye de hedefe konabilir.

FT’nin makalesinde yer alan bilgile­re göre Trump başta Çin ol­mak üzere yüzde 60’lık güm­rük vergileri getirmesi duru­munda ülkede hanehalkının maliyetleri artacak. Bu da Başkan Trump’ın daha ilk yı­lında onaylanma oranlarını radikal biçimde aşağı çeke­bilir. Öte yandan önceki dö­nem Trump’ın kampanyasın­da ekonomi danışmanı ola­rak yer alan Laffer, Trump’ın ülkeleri müzakere masasına oturtmak ve ticarete yönelik kendi engellerini kaldırmayı kabul ettirmek için gümrük tarifesi politikasını kullandı­ğını FT’ye belirtti.

TİM: İhracat her yıl çift haneli büyümeli

Peki Türk iş dünyası bil­hassa da ihracatçılar ikinci Trump döneminde neler bek­liyor? İkinci Trump dönemi­ne ilişkin beklentilerini açık­layan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mus­tafa Gültepe, “Aramızda me­safe uzak olmasına rağmen ABD, Türkiye’nin en önem­li ticari ortaklarından biri ko­numunda bulunuyor. 2023’te yaklaşık 15 milyar dolar ihra­cat gerçekleştirdiğimiz ABD ile dış ticaret hacmimiz 31 milyar dolar düzeyine ulaş­mıştı.

Bu yılın 10 aylık döne­mindeki ihracatımız ise geçen yılın aynı dönemine göre yüz­de 9,2 artışla 13,4 milyar do­lara çıktı” mesajı verdi. “Kü­resel talebin yavaşladığı bir dönemde ABD’ye ihracatta yakaladığımız artışı önem­li görmekle birlikte yeterli bulmuyoruz” diyen Gültepe, şunları aktardı: “Ülkelerimiz arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmini yakalayabil­memiz için ABD’ye ihracatı­mızı her yıl çift haneli oranlar­da büyütebilmeliyiz. Biz Do­nald Trump’ın başkanlığıyla birlikte ülkelerimiz arasında siyasi ve ticari ilişkilerin yeni bir ivme kazanacağını ve 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine giden yolun kısala­cağını ümit ediyoruz.”

ASKON: Saygı ve güven ilişkisi tesis edilmeli

Anadolu Aslanları İş Adam­ları Derneği (ASKON), Genel Başkanı Orhan Aydın, önce­likle ABD ile Türkiye arasın­daki güven ve saygı ilişkisinin yeniden tesis edilmesi gerek­tiğini belirtti. “NATO mütte­fikimiz ABD ile ayrı bir huku­kumuzun olması gayet normal olmakla birlikte, son dönem­lerde İran, Suriye, Kıbrıs, Gaz­ze ve Türkiye’nin iç siyasetine müdahil söylemler nedeni ile ABD ile olan ilişkilerde güven­sizlik problemi tesis edilmiş­tir” diyen Orhan Aydın, şunla­rı söyledi:

“Trump’un ilk başkanlı­ğı döneminde de bu güven­sizliği ziyadesi ile hissetmiş­tik. ABD ile dengeli bir tica­ret partnerliğimiz var. Lakin dünyanın en büyük ekonomi­si ile aradaki bu ticari hacim günümüz koşullarında çok dü­şük bir miktardır. ABD ile ara­mızdaki ikili ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması yönünde ortak hedef mevcut­tur. Bu hedefin gerçekleşebil­mesi müttefiklik duygusunun arıtılarak, dış ve iç politikada birbirimize saygı ve güven duyarak gerçekleşe­bileceği aşikar­dır.”

Çelik sektörü: Muafiyetleri kaldırırsa lehimize olur

ABD ile ticarette en kritik sektörlerden biri çelik. Amerikalı üreticilerin anti-damping iddiaları üzerine soruşturmalarla boğuşan ve belli dönemlerde ticari engellerle karşılayan çelik sektörünün ikinci Trump döneminden beklentilerine yönelik DÜNYA’ya konuşan Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, ABD politikasında çeliğin özelinde çok büyük bir değişiklik olacağını düşünmediğini söyledi. Dalbeler, “Korumacılık devam edecek hatta beklentinin daha da artacağı yönünde olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

“Yine 232 vergisini uygulamaya koyan oydu” hatırlatması yapan Uğur Dalbeler, “Muafiyet tanımayacağını söylemişti. Miktar sınırlaması karşılığında yüzde 25 vergiyi Meksika,Brezilyave Japonya’dan kaldırdılar. Bu Türkiye için büyük bir dezavantaj yaratmayı sürdürüyor. Şimdi tekrar muafiyetlerin hepsini kaldıracağını söylüyor. Bu eğer bu şekilde olursa o zaman Türkiye’nin bir şansı olabilir. Çünkü herkese eşit uygulanırsa Türkiye eşitler içerisinde kendine bir alan yaratabilir” şeklinde konuştu.

Özyeğin: ABD ile enerji, savunma ve dijitalde işbirliği yapılabilir

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye- ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin, Türkiye ile ABD arasındaki ikili ekonomik ilişkilerin, tamamlanan başkanlık seçimiyle birlikte daha da ivme kazanacağını söyledi. Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilişkilerini geliştirmek adına yeni ve önemli fırsatlar doğacağını kaydeden Özyeğin,”Özellikle enerji, savunma sanayii ve dijital teknolojiler gibi alanlarda geliştirilecek iş birliklerinin, Türkiye ekonomisine katkıda bulunacağı ve Türk-Amerikan ilişkilerini daha da güçlendireceği görüşündeyim. Bu çerçevede, TAİK olarak Türkiye-ABD arasındaki ekonomik ilişkileri daha da ileriye taşımak ve 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize ulaşmak için çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz” dedi.

“Yeni dönem başladı”

DEİK Başkanı Nail Olpak da “Ülkelerin siyasi ilişkileri ticaretimizin önünün açılması açısından önemli, ancak ikili ticaretler ülkelerin siyasi gündemiden bağımsız olarak da devam edebilmeli. ABD-Türkiye ekonomik ilişkileri açısından da yeni bir olumlu dönemin başlamasını ve Trump döneminde ortaya koyulan 100 milyar dolar ticaret hedefi için karşılıklı birlikte daha çok çalışmayı bekliyoruz”diye konuştu.

İhracatçılar, ABD’nin vergileri kaldırmasını bekliyor

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB)Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, Trump’ın seçim propagandasında söylemiş olduğu en can alıcı noktanın savaşların durdurulması olduğunu belirtti. Tecdelioğlu, “Yani hem kuzeyimizde hem de güneyimizdeki savaşların durdurulmasını heyecanla beklediğimiz için öncelikle bu konu başlığında girişimde bulunması bence dünya adına en fayda sağlayan çalışma olacak. Bunun Türkiye’nin ihracatına da pozitif etkileri olacağına inanıyorum. Bir de ABD için Trump zamanında konulan 100 milyar dolar ihracat hedefi konusu var. Bu hedefin tekrardan güncellenmesi ilişkilerimizi, Serbest Ticaret Anlaşmalarımızı canlandıracaktır. Alüminyumda var olan vergiyi geçen hafta kaldırdılar. Bunun devamı olarak 100 milyar dolar hedefinin güncellenmesi bizim için faydalı olur” dedi.

Biz işimizi yapmazsak gelen-giden fark etmez”

PAGEV 3. Başkan Yardımcısı Burak Önder, Trump’ın seçilmesinin bu bize yarar’ ya da ‘anlayışına mesafeli olduğunu söyledi. Önder, “Şahsi düşüncem kişilerden bağımsız olarak; reel politiğin sonucu ABD ve Türkiye kendi çıkar ve menfaatleri üzerinden hareket edecektir. Satış ve pazarlama konusunda kendimizi geliştiremezsek Trump gelmiş ya da gelmemiş çok da fark etmez” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Dünya Gazetesi