Ferit PARLAK
Yasa dışı tütün mamulü ticaretinin vergi kaybına neden olduğuna dikkat çeken tütün mamulü üreticileri, vergi gelirlerinde yıllık yaklaşık 100 milyar liralık kayba yol açtığını aktarıyorlar.
Tütün mamullerini yasa dışı satanların, kayıt altındaki esnafı da gelir kaybına uğrattığının altını çizen yetkililer, “Yasa dışı tütün ticaretinin giderek artması çoğunluğu bakkal, market ve büfelerden oluşan 150 bin küçük esnafın da gelirlerini olumsuz yönde etkilemekte haksız rekabetin büyümesine sebep olmaktadır” görüşünde birleşti.
Yetkililer, KOM Raporu’na da atıfta bulunarak, “Raporuna göre kaçakçılık; ülkemizi ekonomik ve sosyal yönden olumsuz etkileyen, aynı zamanda terör ve suç örgütlerinin faaliyetlerini sürdürebilmek için finansal destek sağlayan çok boyutlu, çok aktörlü ve değişken yapılı bir süreçtir” diyerek önlem alınmasını istedi.
Yasadışı mağaza sayısı 13 bine ulaştı
Yasa dışı açık tütün ve dolu makaron satan noktaların sayısının 2016 yılında 6 bin civarında iken, bu sayının bugün 13 bin civarına ulaştığını belirten yetkililer, “13 bin rakamı, tabelası olan dükkanlar. Yanı sıra tabelası olmayan dükkanlar da var” dedi.
Makaronda endüstriyel makinelere geçildi
Sarmalık kıyılmış tütünün makaron adı verilen, içi boş, filtreli tüplere doldurulması ile üretilen ve piyasaya arz edilen tütün mamullerinin üretiminin, önceki yıllarda elle ve manuel aletler ile yapıldığını söyleyen yetkililer, bu ürünlerin üretiminin son zamanlarda endüstriyel makineler yoluyla gerçekleştirildiğini ve seri üretime geçildiğini ifade etti. Yetkililer, doldurulan makaronların, yasal ürünlerde olduğu gibi 20’li olarak şeffaf poşetler veya normal paket görünümünde binlerce adetlik kolilerde ve tablalarda satıldığı gözlemlendiğini dile getirdi.
Çok yönlü bir sorun olan yasa dışı ticaretle mücadele, devlet kurumları, özel sektör, akademi ve sivil toplum örgütlerinin birlikte çalışmasıyla yürütüldüğünü kaydeden yetkililer, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2023 yılı Eylül ayında yürürlüğe koyduğu tütün paketleme standartlarına göre 2024 yılı Temmuz ayı itibarıyla kaçak ticarete konu olan 100 gram üstü tütün paketleri piyasadan kaldırıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın çalışmalarıyla, makaron ve filtre üretimi ve ticaretine yönelik yeni düzenlemeler yapılarak üretim süreçleri yeniden şekillendirildi. Bu düzenlemeler ve yasa dışı tütün ticaretine karşı daha da etkinleştirilen denetim ve operasyonlar Tütün Sanayicileri Derneği tarafından yasa dışı ticaretin zayıflatılması açısından kritik adımlar olarak değerlendirildi” diyerek, devletin ilgili kurumlarının aldığı önlemlere de değindi.
Tütün üretimi 100 bin tona yaklaştı
Tarım ve Orman Bakanlığı rakamlarına göre 2023 yılında tütün üretimi ülkemizin 6 coğrafi bölgesinde, 100 bin hektarlık alanda 98.6 bin ton olarak gerçekleşti. Ülkemizde üretilen tütünün 50 bin tonu 265 milyon dolar karşılığında 44 ülkeye ihraç edildi. Yetkililer ise özellikle şark tipi tütün olarak adlandırılan oryantal tütünün, dünya üzerinde kaliteyi simgeleyen bir marka haline geldiğini vurgulayarak, tütünün ekonomimiz için sağladığı katma değer, istihdam ve ihracat gibi makroekonomik fırsatlar nedeniyle ülkemiz için de önemli bir tarım ürünü olduğunu kaydetti.
176.6 milyar liralık ÖTV toplandı
Tütün mamulleri sektörünün vergi geliri, ihracat ve istihdam açısından ülke ekonomisi için kritik sektörlerin arasında yer aldığına dikkat çeken yetkililer, “2023 yılında tütün mamullerinden sağlanan 176,6 milyar liralık ÖTV geliri, aynı yıl toplanan toplam ÖTV’nin beşte birini oluştururken, toplam vergi gelirlerinin ise yüzde 4’ünden fazlasına karşılık geldi. Vergi gelirinin yanı sıra 2023 yılında tütün mamulleri ihracatından da 681 milyon dolar gelir elde edildi” dedi.
Kaçak oranı tekrar yükseliyor
Yasa dışı tütün mamullerinin 3 ana grupta incelenebileceğini söyleyen yetkililer, “Ülkemizde özellikle 2009 yılından itibaren önemli oranda yasa dışı sigara ticareti ile karşı karşıya kalınmıştır. Kaçak oranının 2014 yılına kadar yükselerek yüzde 21 seviyesine ulaştıktan sonra devletin kararlı mücadelesi, hayata geçirilen yasal düzenlemeler ve artırılan gümrük ve transit kontrolleri neticesinde yüzde 1.5 seviyesine kadar düştüğü görüldü. Ancak sahte ve kaçak sigara oranı 2021 yılında yeniden yükselişe başlayarak 2024 yılı 1. Çeyrekte yüzde 6.5 seviyesine kadar çıktığı gözlemlendi” dedi.
Nispi vergi ile maktu verginin önemi
Nispi vergi ile maktu vergi uygulamalarını karşılaştırmalı olarak anlatan yetkililer, “Nispi vergi pazar dinamiklerinde fiyat dalgalanmalarına neden olur. Maktu vergiyle fiyat dalgalanmaları önlenir. ÖTV geliri yapıya dayalı olduğu için öngörülebilirlik daha iyi sağlanır. Yüksek maktu vergilendirme fiyatlar üzerindeki sınırlı etkisi sebebiyle yasa dışı ürünlere yönelimi azaltır ve göreceli olarak daha düşük enflasyonist etkisi yapar” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin AB ülkelerine kıyasla, toplam vergi içinde maktu özel tüketim vergisinin en düşük paya sahip olduğu ülke olduğunun altını çizen yetkililer, “AB Tütün Tüketim Vergisi Direktifi uyarınca maktu vergi, ağırlıklı ortalama fiyat üzerinden hesaplanan toplam verginin yüzde 7,5’i ile yüzde 76,5’i arasında olmalı. Bütün ülkeler bu direktife uyuyor. Türkiye yüzde 2,5’lik maktu vergi ağırlığıyla AB ülkeleri arasında son sırada” diye konuştu.
Yüksek nispi ÖTV’nin gelir artışı anlamına gelmediğini anlatan yetkililer, Kazakistan, Macaristan ve Hırvatistan’da yüzde 52’lik ÖTV ile ortalama enflasyon oranının iki katından daha fazla oranda vergi geliri artışı sağlandığını örneğini verirken, Türkiye ise yüzde 65’lik yüksek ÖTV nedeniyle de vergi geliri artışının enflasyonun oldukça altında kaldığını kaydetti.
Vergi gelirleri artışında örnek
Vergi gelirleri artışını Romanya ve Almanya örnekleriyle açıklayan yetkililer, “Romanya’da 2010 yılında yüzde 25 olan nispi vergi her yıl 1 puan düşürüldü ve 2022 yılında yüzde 13’e geriledi. Bu politika ile 2010 yılında yüzde 28 olan yasadışı ürün satışı yüzde 7’ya düşürüldü. Ve sonuçta 2010 yılında 6 milyar RON olan vergi gelirleri 2022 yılında 15,4 milyar RON’a, 2023’te 16 milyar RON’a yükseldi. Almanya ise öngörülebilir ve kademeli özel tüketim vergisi artışları ve dengeli nispi ÖTV’nin istikrarlı gelir yaratılmasını desteklediğini gösteren örneklerden biri” dedi.
Kaynak: Dünya Gazetesi