Mercedes’in üreticisi Daimler-Benz şirketinin eski Yönetim Kurulu Başkanı Edzard Reuter’ın 27 Ekim’de Stuttgart’ta hayatını kaybettiği açıklandı. Açıklama Reuter ve eşi adına kurulan Helga ve Edzard Reuter Vakfı’ndan geldi.
Daimler’in başına geçen Reuter, 8 yıl boyunca şirketi klasik otomobil üreticisinden bir teknoloji devine dönüştürmek istedi. Ancak hedefine ulaşamayınca ardında 36 milyar Mark zarar bıraktı. Reuter’in vizyoner bakış açısı ile şirketini bugünlere hazırlamaya çalıştığı belirtilirken, Daimler’in bugün Çin pazarındaki bağımlılığına dikkat çekiliyor.
Ailesi ile birlikte Türkiye’ye sığındı
Reuter ailesi Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) aktif üyeleriydi. 1935 yılında Hitler rejiminin iktidara gelmesinin ardından aile soykırımdan kaçarak Türkiye’ye sığındı. Reuter’in 11 yılı Türkiye’de geçti. Bu göç Reuter’in bakış açısını değiştirdi ve yaşamı boyunca kültürel çeşitliliğin zenginlik olduğunu savundu. Almanya’nın da bir göç toplumu olma gerçeğiyle yüzleşmesi yönünde çağrılar yaptı.
Nazi rejiminin devrilmesinden sonra ailesiyle tekrar Almanya’ya dönen Reuter, matematik, fizik ve hukuk okudu. 1965’te Mercedes’in üreticisi Daimler-Benz şirketine girdi, 1976’ta şirketin yönetim kurulu üyesi, 1987’de Daimler’in yönetim kurulu başkanı oldu.
‘Türkiye ikinci vatan’
Türkiye-Almanya ilişkilerinin önemli aktörlerinden biri olan Edzard Reuter, Türkiye’yi hep “ikinci vatanı” olarak andı. Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine de destek verdi. Türkiye’nin en belirgin özelliğinin ‘misafirperverlik’ olduğunu, Ankara’da geçirdiği yılların en kıymetli anıları ve deneyimleri olduğunu söyledi.
‘Bu, Türkiye’nin gücü’
Reuter, 2014’te verdiği bir röportajdaAnkara’yı ‘beklemedikleri biçimde modern bir kent’ olarak tanımlamış, “Çünkü eğitime önem veren ve yüzünü modern dünya dönmüş insanların kentiydi Ankara. Tabii bu, tüm Türkiye’ye yayılan bir ruh haliydi. Geçmişle bugün arasında değişmeyen tek şey ise Türk insanın dünyaya açık duruşu. Bu, Türkiye’nin gücü diye düşünüyorum ve umarım değişmez.” demişti.
Türk-Alman ilişkilerinin önemli aktörüydü
Reuter’in ölümü konusunda DW Türkçe’ye konuşan Almanya Türk Toplumu Eş Başkanı Gökay Sofuoğlu, “Reuter Cumhuriyet sonrasının en yakın şahitlerinden, Türk-Alman dostluğunun tüm zorluklara rağmen hep kararlı savunucusuydu. Reuter’in ölümü, bir dönemle ilgili bir nevi tarihi belgenin de yok olması anlamına geliyor” dedi.
Almanya-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Sözcüsü ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Milletvekili Macit Karaahmetoğlu da “Edzard Reuter bir başkasının olmadığı kadar halklar arası anlayışı temsil eden bir isimdi. Çocukluğu ve gençliği Türkiye’de sürgünde geçen Reuter, Türkiye’de ikinci bir vatan buldu ve o vatanı hayatının sonuna kadar da kalbinde taşıdı” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Dünya Gazetesi