Nurdoğan A. ERGÜN
Yaşanan talep daralmasının da etkisiyle piyasalarda artan nakit sıkışıklığı karşısında, başta ihracatçılar olmak üzere işletmeler kendi çözümünü bulmaya çalışıyor.
Türkiye, yüksek enflasyon ortamından ‘kararlı’ bir ekonomik programla çıkmaya çalışırken, iç ve dış pazarda talebin daralmasına bir de krediye erişimin ‘pahalı’ olması eklenince, piyasadan alacak tahsilatları S.O.S vermeye başladı. Konkordato ve iflasların arttığı süreci ‘en az’ hasarla atlatarak ayakta kalmaya çalışan firmalar ise zararına da olsa alacaklarını tehsil etme çözümleri geliştiriyor.
Kimi işletmeler, iade mal alımlarına başlarken, bazıları da mal kırdırma, spotta mal bozdurma gibi yöntemlere başvuruyor. Borcunu ödeyemeyen firmaların aldığı malları iade etmeye başladığını dile getiren İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “Paramızı kurtarmak için yapacak bir şey yok” diyerek yaşanan sancılı sürece dikkat çekti. “Mahkemeyle, karşılıksız çekle uğraşacağımıza malı alır başkasına satarız. Malımız bir değer olarak elimizde kalsın istiyoruz” diyen Tecdelioğlu, en azından birbirine güvenenler arasında bir dinamik oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
100 TL’lik mal 60 TL’ye bozduruluyor
Diğer yandan spot piyasası oluşmaya başladığına işaret eden Tecdelioğlu’nun açıklamalarına göre, nakit veya kredi bulamayan firma, malını spotta bozduruyor. Yani bankadan yüzde 50 faizle kredi kullanmak yerine elindeki 100 TL’lik malı 60-70 TL’ye bozduruyor.
Tecdelioğlu, “Bu sefer mal bozdurma, spot işi gayresmi ticareti ortaya çıkartıyor. Yani biraz da açık hesap dönüyor. Yani ister istemez bir spot piyasası ve ona bağlı gayresmi bir ticaret oluşmaya başladı” açıklaması yaptı. Sanayicinin bir şekilde işini döndürmek zorunda olduğunu vurgulayan Çetin Tecdelioğlu, ödenecek çeklere ve işçilik ücretlerine işaret etti.
Maliyetin çok altında mal satışları yapılıyor
İnsanların zorunlu kira, gıda, sağlık ve ulaşım dışındaki harcamalarını en aza indirdiğini söyleyen Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, “2024’ün son çeyreğinden itibaren düzelmeye başlanılması beklenen ekonomiyi dört gözle bekler hale geldiler.
Bu dönemde de herkes ayağını yorganına göre uzatmaya başladı” dedi. Kredi kartlarına taksit uygulamasının kaldırılmasının özellikle züccaciye, mobilya, beyaz eşya gibi sektörleri zora soktuğunu belirten Öksüz, “Bu ve benzeri sektörler nispeten değer olarak daha yüksek ve hacimli ürünleriyle taksitle alışverişe uygundu.
Diğer alternatifi de banka kredileri kullanmaktı. Şimdi bunların her ikisi de sınırlandığına göre alışveriş talebinin düşmesi son derece normal. Talep düştü ama bu arada üreticilerin veya perakendecilerin veya önceden bağlantısı olan dış ticaret işlemlerinin ödemeleri var. Çalışanların maaşları ödenecek. Kiralar ödenecek, faturalar ödenecek. Üretim yapmak için alınan ham maddenin bedelleri ödenecek.
Operasyonel ve durmayan maliyetler söz konusu. Para akışı olmayınca kredi çekiliyordu. Onlar da bu faizlerle imkansız hale geldi. İnsanlar uzun yıllar emek ederek kurdukları işlerini kaybetmemek için öncelikle birikimlerini kullanıyorlar. İmkânı olan, elinde malı olan nakite dönebilmek için maliyetine, hatta pek çok koşulda maliyetinin de altına ürünlerini satıp günlerini geçirmeye çalışıyor” diye konuştu.
Batan firma, tüm sektörü sürüklüyor
Mesut Öksüz, İşlerin iyi gitmediği durumda konkordato ilan eden bir şirketin zincirleme etki yaptığını dile getirdi. İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu da bu konuya dikkat çekerek, “Sektörde bir firma battığı zaman, bütün sektörü etkiliyor. O batak yüzünden sektördeki binlerce firmanın kredi büyümesine müsaade edilmiyor, uzun vadeli kredi verilmiyor. Ciddi anlamda sektörün kredi iştahı değişiyor” değerlendirmesini yaptı.
Diğer yandan konkordatolarla birlikte piyasada firmaların da bir birine güveni kalmadığını söyleyen Tecdelioğlu, “Sadece bankalar değil firmalar da kendi içinde vadeleri kısmaya başladı. Risk vermeyip, açık hesap çalışmıyor, uzun yıllardan beri ticaret yaptığımız firmaya güvenmiyor, kendi ayağımıza sıkıyoruz” dedi.
Tecdelioğlu’na göre, bu noktada firmaların haklılık payı da var. Çünkü bir firma konkordato ilan ettiğinde ona tedarik sağlayan A’dan Z’ye bütün tedarik zinciri olumsuz etkileniyor. “Bu dönemde işletme sahipleri temkinli olmak durumunda ama bu kez de işler daralıyor” diyen Tecdelioğlu, “Zaten daralmış piyasada iş yapacağımız adama da malı vermez, güvendiğimiz adama güvenmez veya şüphe eder hale geliyoruz” diye konuştu.
“Tek yol üretim, başka yol yok”
Türkiye’nin en güçlü kasının üretim gücü olduğunu söyleyen ihracatçılar, düşen üretim kapasitelerine dikkat çekiyor. Türkiye ihracatının yüzde 90’dan fazlasının sanayi malları olduğunu söyleyen Çetin Tecdelioğlu, “Demek ki bu üretimle oluyor. Dolayısıyla tek çıkımız üretim, üretim, üretim. Ama şu anda üretim darbe alıyor” dedi. Tecdelioğlu, zarar eden işletmelerin destek görmemesi durumunda işçileri çıkarmaya başlayacağına işaret ederek, özellikle yılbaşından sonra istihdam kayıplarının artacağına dikkat çekti.
İhracatçı ve sanayici ne bekliyor?
-İhracatçıya verilen yüzde 2’lik döviz desteği yüzde 10’a çıkarılsın
-İstihdam için kısa çalışma ödeneği getirilsin, sigorta prim desteği verilsin
-İşletmelerde norm kadronun korunması için kısa çalışma ödeneği benzeri istihdam desteği sağlansın
-Finans kuruluşlarında kredi iştahını yükseltecek adımlar atılsın
-İhracatçının yüzde 30 olan döviz bozdurma zorunluluğu bir miktar daha düşürülsün
-KOBİ’ler için yüzde 2’lik kredi büyüme sınırı bir miktar esnetilsin
-Yurt dışı müteahhitlik firmaları finansman konusunda sübvanse edilsin
Kaynak: Dünya Gazetesi